'ATATÜRK'TEN SONRA CHP GENEL BAŞKANI OLAN İLK BALKAN TÜRKÜ'YÜM'

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Merinos Semt Lokantası’nın açılışının ardından Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen, Balkan Türkleri Kongresi'ne katıldı. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır'ın da katıldığı kongrede konuşan Özel, “Bugün kökleri bir yanıyla Üsküp’e, bir yanıyla Selanik'e dayanan bir Balkan Türk'ü olarak, aranızda bulunmanın heyecanını yaşıyorum. Kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığı koltuğunda oturan ilk Balkan Türk'ü olarak sizleri selamlamanın gururunu yaşıyorum. Bir evlad-ı fatihan olarak bu ailenin bir parçası olmak gerçekten çok önemli. Pek çok toplantı olur. Çok farklı siyasi partilerden katılımlar olur. Orada bizimkiler, diğerleri, öbür parti ama burada partiler farklı olabilir, belediye başkanlarımızın partileri farklı olabilir, milletvekillerinin farklı olabilir. Ama sanki bizim Selanik göçmenlerinden birinin Hacıaliler köyündeki, Manisa'daki düğününe gitmiş gibi hissediyoruz. Herkes bizden, herkes bizim kanımız, herkes bizim canımız” dedi.

‘DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE 40 BİN KİŞİYİ KATLETTİLER’

Konuşmasına Balkan konfederasyonları, federasyonları ve derneklerinin önemine dikkat çeken Özel, sözü Srebrenitsa katliamı üzerinden Gazze’ye getirerek şunları söyledi:

“Bosna'yı, Srebrenitsa’yı unutturmamak gerekiyor. Ama bir yandan da şunu hatırlatmak gerekiyor, Birleşmiş Milletler'e. 29’uncu yılında 11 Temmuz'u Soykırımı Hatırlama ve Anma Günü ilan ettiler. Bizim için önemli bir başarı. Ama Birleşmiş Milletler için, uluslararası toplum için, günah çıkarma bile değil, bir öz eleştiri bile değil. Bundan 29 yıl önce, bundan 30, 32, 33 yıl önce soykırım, göz göre göre gelirken, biz Türkiye'deki herkes üzerine düşeni yapıyordu. Cumhuriyet Halk Partisi de parti olarak üzerine düşeni fazlasıyla yapıyordu. Duyuramadık, dinletemedik. 1 günde 8 bin 377 kardeşimiz, evladımız, büyüğümüz katledildi. Kadınıyla, bebeğiyle, genciyle. 30 yıl sonra, '11 Temmuz'u anladım' diyorlar. Şimdi dön bir Filistin'e bak. Filistin'de ne oluyor, Filistin'de yüzde 70’i kadınlar ve çocuklar olan Filistinliler, İsrailliler tarafından, hem de Hamas'ın yaptığı bir saldırıya, terör saldırısına misilleme diye başlatılan, meşru müdafaa diye başlatılan bir süreçte katliam yapıyorlar, soykırım yapıyorlar, devlet terörü yapıyorlar. Bütün dünyanın gözü önünde 40 bin kişiyi katlettiler. Savaşta olmayacak şeyleri yapıyorlar. Savaş suçu olan şeyleri yapıyorlar. Ambulans vuruyorlar. Üzerinde hilal olan çadırları, seyyar hastaneleri vuruyorlar. Kadınları, çocukları, ‘Şurada toplanabilirsiniz. Orada yemek olacak. Güvenli bölge olacak’ diyorlar. Güvenli bölgeyi vuruyorlar ve bunu yapanlara karşı, ben Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olarak, 4 ay önce seçildiğim Sosyalist Enternasyonal yani Avrupa'daki son sosyal demokrat bütün akraba partilerimizin üyesi olduğu Sosyalist Enternasyonal’da başkan yardımcısıyım. Aylardır Pedro Sanchez’i, İspanya Başbakanını yüreklendirdik, talep ettik, yazdığını söyledik. Nihayet çok doğru bir iş yaparak kınadılar. Kınayan İskandinav ülkeleri var, dünyada çok sayıda ülke kınadı ama halen daha büyük çoğunluk kınamadı.”

‘ALKIŞLAYANLARIN ELLERİ KIRILSIN’

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, ABD Kongresi’nde yaptığı konuşmayı ve ayakta alkışlanmasını eleştiren Özel, “Geçtiğimiz gün Amerika'da Temsilciler Meclisi'nde bir baktık, Netanyahu denen bebek katili birileri tarafından avuçları patlarcasına alkışlanıyor. Ben buradan 29 yıl önce Bosna Hersek'te yüreğinin yarısı yanmış, hala daha yanmaya devam eden hepimiz adına bir kez daha uluslararası topluma, Filistin'deki mezalimi bitirmek, oradaki soykırımı sonlandırmak üzere, inisiyatif almaları için çağrıda bulunuyorum. Netanyahu’yu alkışlayan herkes soykırım suçunun ortağıdır. Çünkü azmettiricisidir. ‘Devam edebilirsin’ demek, ‘Biz seni görmeyeceğiz’ demek, ‘Arkanda duruyoruz’ demektir. Netanyahu’yu, o soykırım suçunu işleyen, Filistinli bebeklerin kanı elinde olan Netanyahu'yu alkışlayanları kınıyorum. Ellerini kırılsın, elleri kırılsın” ifadelerini kullandı.

Vatan Partisi'nden İsrail Büyükelçiliği önünde Haniye suikastına tepki Vatan Partisi'nden İsrail Büyükelçiliği önünde Haniye suikastına tepki

‘SORUNLARI PARTİLERÜSTÜ ŞEKİLDE ELE ALMALIYIZ’

Balkan Türkleri'nin sorunlarının siyasetüstü ele alınması gerektiğine dikkat çeken CHP Genel Başkanı, diğer siyasi partilere de çağrıda bulunarak, “Konfederasyon başkanımızın Bulgaristan'daki ve Yunanistan'daki sorunlara ilişkin söylediği, son derece önemli meseleleri, partilerüstü bir şekilde ele almalıyız. Ben buradan, AK Parti'nin çok değerli belediye başkanları var. İYİ Parti'nin, Milliyetçi Hareket Partisi’nin kıymetli milletvekilleri var. Biz bu hafta içinde, ümit ediyorum Meclis'te bu konuda bir çalışma komisyonu kurulmasıyla ilgili, bir girişimde bulunalım hep birlikte. AK Parti'yle de temas edelim. Çünkü bu meselede Türkiye'nin tek yürek olması lazım. Tek yumruk olması lazım. Siyasette kavga olur. Ama siyasette olur, akrabalar arasında dayanışma olur. O yüzden bu sorunların çözülmesi için üst düzeyde çalışmak gerekiyor. 1995’te 231 azınlık okulu faaliyet gösterirken, bugün Yunanistan'da 86 azınlık okulu var. Azınlık okullarının öğretmenleri Türkiye'den mezunlarsa veto edilmeye başladılar. Yani kendi eğitim sistemlerinden, o tornadan geçmiş olsun istiyorlar. Buradan bir milli bilinç alıp da gidip oralara aşılamalarından endişe ediyorlar” diye konuştu.

‘BALKAN TÜRKLERİ İLE PATRONAJ İLİŞKİSİ KURULMAMALI’

Özel, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kimseyi doğrudan suçlamak istemem ama şöyle bir yaklaşımı da hep birlikte reddediyoruz. Balkanlar, Balkanlardaki soydaşlarımız, akrabalarımız Türklerdir. Kendi yaşam biçimleri vardır. Kendi inançlarını yaşama biçimleri vardır. Onlara karşı Türkiye'den bir patronaj ilişkisi kurmamak, büyük ağabey gibi davranmamak, babanın evlatları, biz ananızız, babanızız, yavrularsınız, ne dersek onu yapacaksınız gibi buyurganlıklar içinde olmamak lazım. Bu Kıbrıs da olsa doğru değil. Balkan coğrafyası da olsa doğru değil. Öyle ana vatan, yavru vatan, ağabey değil. Kardeş ülke, kardeş topluluklar, akraba toplulukları, akrabalarımız var orada. Oradaki Türklere, Müslümanlara sahip çıkmakta hiçbir beis yok. Ama bizim orayla ilişkimiz ümmet ilişkisi değil. O coğrafyayı, Arap coğrafyasını, orayı kötülemek için söylemiyorum ama oranın başka bir kültürü, başka bir yaşam biçimi, yaşam tarzı var. Onu dayatmaya çalışmak ve bir ümmet üzerinden bağ kurmaya çalışmak sağlıklı bir iş değil. Balkanlar da elbette elhamdülillah Müslümanlar. İnandıkları gibi ibadetlerini yaparlar, diledikleri gibi yaşarlar. Önündeki her engeli kaldırırız. Ama biz bir ümmetçilik üzerinden orayla bağ kuramayız. Oranın giyimine kuşamına karışamayız, yediğine içtiğine karışamayız. Lokantasına, lokantada ne yeneceğine, ne içeceğine, verdiği resepsiyonda kimin ne içki içeceğine, ne servis edileceğine. Balkanlar özgürdür, boyunduruğa gelmez. Balkanların ne kadar özgürlüğe düşkün olduğunu merak eden varsa, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatına baksın. Biz Selanikli Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşam biçimini benimsiyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi düşünen milyonların temsilcisiyiz. Onun kurduğu bu Cumhuriyet'in temelleriyiz. Onun düşünmediği bayrağı düşürmemek için, dalgalandırmak için mücadele ederiz. Hem burada hem Balkanlarda bunun dillendirmeliyiz ve bunu kimsenin bambaşka hesaplarına alet etmeyiz. Hemşehrilerimizin, akrabalarımızın seçme özgürlüğüne, seçilme özgürlüğüne, yaşam biçimine müdahale edilmeme özgürlüğün, yaşam biçimini, giyimini, kuşamını, yemesini, içmesini, üye olacağı partiyi, oy vereceği partiyi, derneği özgürce seçmesinin yanındayız, arkasındayız, teminatıyız.” (DHA)

Mehmet İNAN/BURSA, (DHA)

Kaynak: dha