Geçen 25 ekimde Antalya’nın dünyaca ünlü Konyaaltı sahilindeydim. Önümdeki Kumsalda çakıl taşlarının dizilmesiyle yapılan dikdörtgen bir çerçeve vardı. Bu çerçevenin içinde ise yine çakıl taşlarının dizilmesiyle oluşturulan bir yazı vardı. Dikkatlice bakınca “Canım anam” yazılı olduğunu fark ettim. O yazının yanında ise 30’lu yaşlarda bir genç adam oturuyordu. Yazının O’na ait olduğunu anlayınca sordum. Meğer pandemi nedeniyle ceza evinden izinli olarak çıkan on binlerce mahkumdan biriymiş. Bir süre önce annesiyle babasını trafik kazasında kaybetmiş. Antalya’da geçimini sokaklardan hurda toplayarak sağlıyormuş. Birgün işe çıktığında Antalya’nın ilçe belediyelerinden birinin zabıta ekipleri kendisine müdahale etmiş. Anlattığına göre; hurda topladığı arabasını zabıta ekipleri kırınca arbede çıkmış. İddiasına göre zabıtalardan biri annesine küfür edince telsizini alıp kırmış. Zabıtayı da yaralamış.. O yüzden tutuklanıp 6 yıl 4 ay hapse mahkum edilmiş. Cezasının 3 yılını tamamladıktan sonra açık ceza evine çıkmış.Açık ceza evinden de korona salgını nedeniyle izinli olarak çıkmış. Adı Murat Y. Olan bu mahkum, 35 yaşındaymış. Bekarmış. Ceza evine girmeden önce bir gecekonduda kalıyormuş. Ama ceza evine girince oradan da olmuş. Antalya’da kalacak bir yeri de olmayınca korona izniyle çıktktan sonra ortada kalmış. Kalacak yeri olmayınca sahilde sabahlamaya başlamış. Çöplerden şişe toplayıp satarak karnını doyuruyormuş. Bazı günler aç yatıyormuş. Sakal traşını camilerin tuvaletlerinde oluyormuş. Hayatı boyunca kendisine ait olmayan hiçbirşeyi alıp da yemediğini de söylüyor. Çakıl taşlarından yazdığı “Canım anam” yazısını askerdeyken uçak savar mermilerini dizerek yazdığını anlatan bu mahkum Konyaaltı sahilindeki cankurtaranların da dikkatini çekmiş. Hatta bu mahkumun durumuna üzülen sahildeki can kurtaranlardan bir genç de biz sohbet ederken evinden giymesi için kıyafet getirmişti. Can kurtaranın getirdiği kıyafetlere çok sevinen mahkum “oh be tertemiz mis gibi de kokuyor”diyerek sevinç içinde yanımdan ayrılmıştı. Bunları niye anlatıyorum? Sevgili okurlar, korona salgını yüzünden Türkiye genelindeki açık cezaevlerinden izinli olarak çıkan on binlerce mahkum var. Korona yüzünden açık ceza evlerinde kalan mahkumların her iki ayda bir izinleri uzatılıyor. Halen 31 ocak 2021 tarihine kadar izinliler. Salgının devam etmesi halinde muhtemelen o tarihten sonra izinleri tekrar uzatılacak.Bunların arasında Konyaaltı sahilinde karşılaştığım O mahkum gibi kalacak yeri olmayan binlerce mahkum olabilir. Hadi yazın sahilde sabahlayan bu insanlar, karda kışta ne yapacaklar? Diyelimki aralarından bazıları sokakta koronaya yakalandılar. Bunlar karantinaya nasıl alınacak? Bu karda kışta hiçbir kimsenin sokakta kalmaması dileğiyle...