Başkaları tarafından “Sen kimsin” ya da “Sen kim oluyorsun” denilmesi adeta bir meydan okuma, hakaret gibi gelebilir insana. Rahatsız edicidir. Ama bu sözü zaman zaman kendi kendine sormalı insanoğlu. “Ben kimim, nereden geldim, neredeyim, nereye gidiyorum?” diye kendi kendine sorabilmeli.O soruların yanıtı sizin en büyük rehberiniz olacaktır. Geleceği görmenize ya da hayatınızı planlamanıza vesile olacaktır. Antik çağın kehanet merkezi olarak bilinen Delfi tapınağının girişinde belki de bu yüzden “Kendini tanı” yazısı yer almaktadır.Zaman zaman 1950 ile 1970’li yıllar arasında doğanlarla ilgili yazılar paylaşılıyor sosyal medyada. Yokluklar içinde yaşamış hazır bez yüzü görmemiş, siyah önlükle ilkokuldan mezun olmuş bu nesli yere göre sığdıramıyorlar.Yakın tarihin canlı tanıkları olan bizler acaba gerçekten sütten çıkmış ak kaşık mıyız? Yanmış yıkılmış Anadolu topraklarında yokluklar içinde yepyeni bir devlet kurdu bizim dedelerimiz ve babalarımız. Atatürk’ün önderliğinde gerçekleştirilen bu kalkınma hamlesine karşı biz ne yaptık peki? Tamam cebimizde beş kuruşumuz yoktu belki de. Ama, borcumuz da yoktu. Peki biz ne yaptık?Ekonomimizi kalkınmayla değil, nüfusu artırma yoluyla, tüketimi kamçılama yoluyla büyütmeyi tercih ettik. Katma değeri yüksek sanayi ürünlerini imal edemeyip, bünyesinde tür bakımından dünyanın en zengin canlı türlerini içinde barındıran ormanlarını, birinci sınıf tarım arazilerini betonlaştırıp, akarsularını, derelerini, yeraltı kaynaklarını hoyratça kullandık. Kuruttuk. Tükettik. Sattık, savdık. Yem yeşil ormanlarımız inşaat atıklarından geçilmiyor. Akarsularımız derelerimiz zirai ilaç kalıntıları dolu. Evlerde elimizden asitli kimyasalları düşürmüyoruz.Kimyasallarla topraklarımızı, akarsularımızı ve denizlerimizi zehirledik. Herkesi kastetmiyorum ama; pandemi döneminde bile ölçüyü kaçırıp daha fazla kimyasal, daha fazla su kullanır hale geldik. Şayet kendimize gelmez isek, yakında içecek bir damla temiz suya bile hasret kalacağız. Şayet insan olduğumuzu hatırlamaz isek, yeni nesil bizleri güzel olarak ne varsa tüketmekle suçlayıp belki de lanetle anacak.