Bugün Türkiye'de halk yaygın bir şekilde umutsuzluğa doğru savruluyor. Ekonomik açıdan geri dönüşün mümkün olmadığına inanan birçok insan, 22 yıldır kurtuluş umudu olarak gördükleri AK Parti'den de umduklarını artık bulamadıklarına inanıyorlar.
Toplumsal konularda umut ışığı görmekte zorlanan halk, bu durumdan dolayı büyük bir mutsuzluk içinde. Ekonomik eşitsizlikler arttıkça, parası olanlar ile olmayanlar arasındaki uçurum derinleşiyor. Bu durum, toplumun genel psikolojisini olumsuz yönde etkiliyor.
Bazıları için dünya yansa umurlarında değil, yurtdışı bankalarda milyonları saklayarak cebinde 2 pasaportu ile neresi olursa olsun lüks bir yaşam sürmesi mümkün. Ancak geliri düşük olan ve başka bir ülkeye gidecekleri bir alternatifi olmayan kesimler, günlük yaşamlarını idame ettirmekle meşgul. Son dönemde ise kazanılan gelirin yetmemesi ve daha iyi bir gelecek hayali kurmanın zorluğu, birçok insanın umutlarını yitirmesine neden oluyor.
Politik arenada ise AK Parti de Reis dışındaki siyasiler, genellikle muhalefet söylemi ile halkın gerçek sorunlarını dile getirmek yerine, elit kesimin çıkarlarını ön planda tutuyorlar. Bu durum, toplumsal bölünmeyi derinleştirerek, umutsuzluğu arttırıyor.
Son günlerde medyada sıkça yer alan haberler, yaşanan psikolojik sorunların boyutunu gözler önüne seriyor. İnsanlar, zorluklar karşısında çaresizlik içinde kalarak, bazen trajik sonuçlarla karşı karşıya kalabiliyorlar.
Umutların tükendiği bir ortamda, psikolojik sorunların artması kaçınılmaz bir sonuç olarak karşımızda duruyor. Ancak bu süreçte, toplumun geniş kesimlerine gerçekçi çözümler sunabilecek Reis den yeni bir siyasi ve sosyal yaklaşım beklentisinin önem kazandığı açıktır.