Antalya Haber... Uzm. Dr. Arkaz, iklim değişikliğinin insan kaynaklı faaliyetler sonucu ortaya çıkan uzun vadeli iklimsel farklılaşmalar olduğunu ve beklenenden hızlı gerçekleşerek bir iklim krizine dönüştüğünü vurguladı. Bu krizin, fiziksel tehditlerin yanı sıra zihinsel ve duygusal dünyamızı da olumsuz etkilediğini ifade etti. "Ekolojik yas" ve "eko-kaygı" gibi kavramların, insanların iklim değişikliğiyle birlikte hissettiği kayıp ve endişeleri tanımlamak için ortaya çıktığını söyledi.
Eko-Kaygı umutsuzluğa sürüklüyor
Eko-kaygının iklim krizine verilen doğal bir tepki olduğunu belirten Uzm. Dr. Arkaz, zamanla bu kaygının bireylerin geleceğe dair umutlarını sarsabileceğini, öfke, umutsuzluk veya çaresizlik gibi duygulara yol açabileceğini ifade etti. Artan sıcaklıkların mevcut ruhsal sorunları ağırlaştırabileceğini, aşırı hava olayları ve doğal afetlerin ise travma sayısını artırarak toplum genelinde ruh sağlığı desteğine olan ihtiyacı yükselttiğini dile getirdi.
Çözüm toplumsal dayanışmada
İklim krizine karşı mücadelenin sadece doğayı korumakla sınırlı kalmaması gerektiğini vurgulayan Uzm. Dr. Arkaz, insanlığın iç dünyasını onarmanın da önemli olduğunu söyledi. Bu krizin sadece ekosistemleri değil, bireylerin umutlarını, güven duygusunu ve geleceğe dair hayallerini de sarstığını belirten Arkaz, çözüm arayışlarının bireysel çabaların ötesine geçerek toplumsal bir dayanışma ve ruhsal iyileşme sürecine dönüşmesi gerektiğini ifade etti. Doğayla kurulan bağın güçlenmesiyle birlikte içsel dengenin ve huzurun da yeniden sağlanabileceğini sözlerine ekledi.
Bilinçlenerek güçlenmek mümkün
Uzm. Dr. Arkaz, ruh sağlığını korumak ve güçlendirmek için doğayla ve toplumla yeniden bağ kurulması, bilinçli tercihler yapılması ve duygularla sağlıklı şekilde başa çıkmanın öğrenilmesi gerektiğini kaydetti. İklim krizinin sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik bir müdahale alanı olduğunu belirterek, ruh sağlığını olumlu yönde etkilemek için çevre dostu bir yaşam tarzı benimsemenin ve dayanışma içinde olmanın önemini vurguladı.
