Antalya haber... Büyükşehir Belediyesi'ne ait halk otobüslerinde 5 yıldır şoförlük yapan Özcan Musaoğlu, geçen hafta cuma akşamı, 07 AAK 512 plakalı otobüsle Muratpaşa ilçesinde seyir halindeyken, adı öğrenilemeyen erkek yolcu fenalaştı. Diğer yolcuların müdahalesine rağmen bayılıp yere düşen yolcuyu gören Musaoğlu, aracı durdurup aldığı ilk yardım eğitimine göre hastayı kontrol etti. Yolculardan 112 Acil Çağrı Merkezi'ni aramasını isteyen Özcan Musaoğlu, otobüsü yakındaki özel hastaneye doğru sürdü. Acil Çağrı Merkezi çalışanlarının ambulansın geleceğini söyledikleri durağa giren Musaoğlu, aradan 10 dakika geçmesine rağmen ambulans gelmeyince, aracını çalıştırıp, tabelasını kapatarak, dörtlü ikaz lambalarını yakıp, güzergahından çıkarak hastaneye gitti. Güzeloba Mahallesi'ndeki özel hastaneye getirdiği yolcu, sağlık çalışanları tarafından acil servise götürüldü. O anlar, araç içi kamerasına yansıdı. Yaşananları anlatan Özcan Musaoğlu, "Seferdeyken otobüs içinde genç bir yolcumuz rahatsızlandı. Müsait bir durağa geldiğimde aldığımız ilk yardım eğitimleri çerçevesinde hastayı kontrol ettim. Zaman kaybetmeden ileride özel bir hastane vardı, o tarafa doğru sürüşe başladım. Bu sırada da yolculardan ambulansı aramalarını istedim. 112'nin bize verdiği bilgi doğrultusunda durakta durup ambulansı bekledik" dedi.

'SANİYELERİN BİLE ÖNEMLİ OLDUĞUNU BİLİYORDUM'

Hastayı hastaneye bıraktıktan sonra seferine döndüğünü belirten Musaoğlu, "Sanıyorum iletişim kopukluğu nedeniyle ambulans beklememize rağmen gelmeyince kendim yola çıktım. İlk kavşaktan dönüp hastanenin acil kapısına getirdim. Orada sağlık ekipleri hastaya hemen müdahale etti. Hastalar için saniyelerin bile önemli olduğunu biliyordum ve hastalığını bilmediğim arkadaşımıza bir şey olmasından korktum. Bu nedenle hiç tereddüt etmeden otobüsü direkt hastaneye götürdüm. Sonrasında seferimize devam ettim" diye konuştu. İnsanlık görevini yerine getirdiğini söyleyen Özcan Musaoğlu, "O gün çalıştığım hat, turistlerin yoğun olduğu hattı. Onlar kendi dillerinde teşekkür etti. Ben insanlık gereği vazifem neyse onu yerine getirdim. Aldığımız eğitimler sayesinde hiç tereddüt etmeden hastaneye götürdüm. Sadece adının Murat olduğunu biliyorum. Şu an durumu nedir onu bilmiyorum, umarım iyidir. Aklım kendisinde kaldı ama sefere devam etmek zorundaydım. Benim gönlüm ve vicdanım rahat. Hastaneye gitmeseydim ve arkadaşımıza bir şey olsaydı ömür boyu rahatsızlığını yaşardım" dedi.