Antalya haber... Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Osman Yardımcı, yol kenarında izinsiz satılan kurbanlık hayvanların ve kırmızı etin sağlığı tehdit ettiği yönünde açıklamalarda bulundu. Kontrollü ve kontrolsüz şekilde iki tür kaçak et satışı yapıldığını belirten Yardımcı, kontrollü kaçağın farklı illerden getirilerek piyasaya sürülen etler olduğunu kontrolsüz kaçağın ise yol kenarında vergi ödemeden izinsiz bir şekilde satılan hayvanlar ve etler olduğunu dile getirdi.
Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Osman Yardımcı
“KİM OLURSA OLSUN, UCUZ VERİLEN ETİ ALMASINLAR”
Başkan Osman Yardımcı, “Şimdi biz Antalya'nın parasının Antalya'da kalmasını istiyoruz ama diyelim ki Burdur'dan, Isparta'dan, burada resmi kanallarla ve mezbahalarda kesilmiş faturalı, sağlık raporlu etler de geliyor. Bu kontrollü kaçak. Antalya'da otellere, tatil köylerine esnafımız et versin diyoruz. Ama bir ikinci taraf da var, yol kenarlarında satılan etler. Sağlam olabilir, görüntüde güzel bir hayvan olabilir ama onun içindeki hastalığı kimse bilmez. Yol kenarında satış yapanlara daha fazla önem verilmesi gerekir. Çünkü neden? İnsan sağlığı önemli. Biz bunlara kontrolsüz kaçak diyoruz, çünkü damgası yok, tahlili yok, sağlık raporu yok. Hem vergiden kaçıyor hem de esnaftan daha düşük fiyata satıyor. Çünkü kaçak kestiği zaman belli masrafları olmuyor, o yüzden de ucuza et veriyor. Biz de vatandaşa diyoruz ki, kim olursa olsun ucuz verilen eti almasınlar. Mahalle kasaplarında kendi yerel kasaplarından et alsınlar” ifadelerini kullandı.
“BİLBORDLARDAKİ DUYURDUKLARA RAKAMA KIYMA SATILMAZ”
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından açıklanan taklit ve tağşiş yapan firmalara dikkat çeken Başkan Yardımcı, tüketici algısını hedef alan reklamlarla vatandaşın sağlığına yönelik tehditte bulunulduğunu dile getirdi. Yardımcı, “Bakın dikkat ederseniz bakanlığımızın açıklamalarında büyük zincir marketler, büyük AVM'ler var, isimlerini biz vermiyoruz. Ama bakanlık bunları teşhis ediyor ve yayınlıyor. Biz onun için de bakanlığa teşekkür ediyoruz. İnsan sağlığı ucuz değildir, maliyetini düşürmek için yapılanlar da kaçak oluyor. Neden kaçak oluyor? Nereden alındığı belli olmayan etler satıldığı zaman vatandaşın sağlığıyla oynuyoruz. Biz istiyoruz ki herkes bizim gibi etini alsın, faturalı alsın, sağlıklı alsın ve bizle eşit şekilde rekabet etsin. Billboardlara yazmışlar, kıyma bu para, kuşbaşı bu para. Yok böyle bir şey. Vatandaşların bu etleri almasına karşıyım. Bir kilo et alacağıma yarım kilo et alırım, kendi mahalle kasabımdan alırım. Bugün Türkiye'de tüm esnafın, tüm kasabımın ben kefiliyim. Çünkü bizim en büyük denetçimiz vatandaştır. Vatandaş bizi denetliyor. Eğer kötü verirsen bir daha gelmez, o en büyük cezadır. Paradan bile üstündür. Tabiri caiz olmasın. Ucuz etin yahnisi yavan olur, ucuz malın bir sıkıntısı mutlaka vardır. Bugün 500, 550 600'den aşağı satılan et maliyeti fiyatına satılmıyordur. Bugün 550-600 lira normal bir fiyat ama billboardlarla duyurdukları rakamlarla kıyma satılmaz. Beraber gidelim. Reyonda parça etten çekip 390 liraya versinler, ben de alayım o eti. Ama reyondaki ete 580 lira, kıymaya yazıyor. 280, 290 TL yazıyor. Halk günü yapıyormuş, öyle bir şey yok” diye konuştu.
“ZAMLAR ETE GELDİ”
Girdi fiyatlarının artmasıyla küçük esnafın zincir marketler altında ezildiğini de belirten Osman Yardımcı, girdi fiyatları düşmediği için et fiyatının da düşmediğini kaydetti. Geçtiğimiz aylarda 700 TL'ye çıkan et fiyatının 550 liraya düştüğünü hatırlatan Yardımcı, şöyle devam etti:
“Hiç girdilerden bahseden oluyor mu? Benim bu küçük dükkanıma elektrik iki bin lira geliyordu, şimdi on iki bin lira geliyor. Kira beş bin liraydı, on bin lira yaptık. Dükkan sahibi çık diye bizi mahkemeye verdi. Bu esnaf bu kadar girdi ücretiyle, işçi sigorta masrafını da eklediği zaman kiloda yüzde 50 yüzde 55 fiyat farkı biniyor. Bu da giderlerin farkı. Vatandaşları uyarıyorum, damgasız ucuz eti almasınlar. Bir kilo değil yarım kilo alsınlar, hakiki mahalle kasaplarından alsınlar. Biz Türkiye'nin kefiliyiz. Et fiyatları zaten 700 liraydı, 550-600 liraya düştü. 150 lira kilo da ucuzladı. Ama neden daha çok ucuzlamıyor onu sorun bana. Bu girdilerin hiçbirinin hesabını yapmıyorlar. Bizim elektriğimiz, sigorta ücreti, kiramız yerinde dursaydı, tabii bu vatandaşa aksedecekti. Ama bu gelen zamlar etin üstüne geldi. Tabii ki şöyle, asgari ücretin on yedi bin lira olduğu yerde 550-600 TL et pahalı gelir, çünkü bir kilo et parasına çalışılıyor."