Çok fazla sorunu bir arada yönetmek için mücadele eden Turizm sektörü, bazen resme daha üst seviyeden bakabilenlere kulak vermeli, ne dersiniz?

Dünya “Sürdürülebilirlik” diye bir kelimeye tutunmuş her işi/ürünü sempatik ve tercih edilebilir hale getirmek için pazarlamanın yeni mezesi olarak servis ediyor!

Konumuzun öznesi olan ülkede; tüm konaklama işletmelerine “Sürdürülebilir Turizm” belgesi zorunlu kılınmasına rağmen bunu nasıl kullanacağımızı bilmek bir yana, gereksiz bir formalite olarak gördüğü için, yeşil aklama ile aldığı belgeyi/plaketi kapısına asıyor. (Gerçek manada bu işe gönül verenleri tüm saygımla elbette hariç tutuyorum)

Oysa bu konu ile ilgili “Birlik” yöneticileri, “Dernek” yöneticileri hiç aksatmadan her ay düzenli olarak bir araya gelip “Sürdürülebilirlik” hakkında çok güzel söyleşiler yapıyorlar.

Gün; 4.Ağustos.2024 Pazar, bu satırları yazmama sebep olan; sabah kahvemi içerken takip ettiğim NTV kanalındaki gazete küpürünün yakaladığı haberde bahsedilen: Domates tarladan 2TL’ye alınıyor, tüketiciye 18TL’ye satılıyor! Hemen Antalya Büyükşehir Belediyesi Hal fiyat listesi web sayfasını kontrol ettim (Liste tarihi03.08.2024): Domates en alt fiyat 15TL En yüksek fiyat 29 TL.

Otel/Satın alma yöneticileri hal fiyatlarındaki yüksek fiyatın, anlaşmalar ile verilmiş olan indirim oranlarını dengelemek için olduğunu gayet iyi bilir.

Sözün özü; 2-3TL mertebesinden üreticiden alınmaya çalışılan domates, en düşük 15TL den tüketime sunuluyor. Sonra? Kapınızdaki “Sürdürülebilir Turizm” Belgesini taşırken gururlanıyor musunuz?

Turizm, olabilecek tüm kozlarını – Doğal güzellikler, Her şey Dahil Konsept, Ucuz tatil – kullandı ve eskitti. Şimdi, gelişim ve inovasyon devam ediyor mottosu ile eskittiklerini yeni bir vitrin ile farklı algı kanalından sunmak zorunda.

Konu ile direk ilgili olmayanlar için bir özet yapayım ve “Sürdürülebilir Turizm” işletmelerde hangi dertlere çare oluyor açıklamaya çalışayım. Uygulama dört temel direğin üzerinde duruyor:

A – Sürdürülebilir yönetim: Organizasyonun yönetimsel ilkeleri yasalar çerçevesinde belirlenip, tüm hücrelerindeki davranış şekli ortak hale getirileceği gibi, veriye dayalı harekete geçme mekanizmaları oluşturulur. Aynı zamanda organizasyon bulunduğu bölgedeki sivil toplum kuruluşlarının kararlarına katılır.

B- Sosyo-Ekonomik Bilinç: Organizasyon, bulunduğu konumda (destinasyonda) kendi hizmet/üretim faaliyetlerinde istihdam etmek üzere yerel halkın eğitimine katkı sağlar, yerel girişimcilere öncelik verir, öncelikle yerel ürünleri tüketir. Bu sırada yerelin yaşam standartlarını etkileyecek faaliyetlerin ortaya çıkmaması için önlemler alır.

C- Kültürel Bilinç: Gerek tarihi gerekse halen yaşatılmaya devam eden her türlü somut yada somut olmayan kültürel mirasın tanıtılması için organizasyon gönüllü elçi gibi faaliyet gösterir

D- Çevresel Bilinç: Organizasyon; Enerji, Su gibi kısıtlı kaynakları kullanırken izleyerek, sorgulayarak, mümkün olduğunda tasarruf ederek kullanımını kontrol altına atar. Operasyonlarında çıkan atığı en aza indirmek için çaba sarfeder. Operasyonlarının biyoçeşitlilik ve doğal yaşam üzerindeki negatif etkisini en aza indirmek için çaba gösterir.

Dönelim tekrar mevsiminde 15TL ye satın aldığımız domatese;

  • Üretici plansız üretim nedeniyle maliyetini karşılayamadı, belki zararı yüzünden işini devam ettirmeme riski ile karşı karşıya.
  • Tüketici, pazarı domine etmiş ara tedarikçi yüzünden çok yüksek maliyetle ürün alıyor.
  • Ülkeye gelen turist, enflasyondan şoka uğramış, tekrar gelip gelmeyeceğini sorgular hale gelmiş

Bu tek bir ürün ile açıkladığım soruna rağmen hala organizasyonunuzun “SÜRDÜRÜLEBİLİR” olduğuna inanıyor musunuz?

Ben siyasi görüşü olmayan, apolitik bir insan olduğumu vurgulayarak, bu noktada bir iradenin tüm bu olan biteni yönetecek liderliği göstermesine ihtiyaç olduğunu savunuyorum.

En çabuk akla gelen “Yerel Belediye” elbette. Zira belediye yerel halktan oluşan ve yerel halkın seçtiği bir kuruluş, yereldeki sorunları en iyi onlar hâkim olur diye kabul etmek gerekir.

Turizm bakanlığı verilerine göre, Antalya’da:

  • Toplam tesis sayısı: 3089
  • Toplam oda sayısı: 326725
  • Toplam yatak sayısı: 692035

Bu rakamlar Türkiye’nin tüm illerinden daha fazla ve bir şey yapılacaksa önce bu ilde başlaması gerekmez mi?

Burada bakanlıklardan rol çalmak gerekse de bir Büyükşehir belediyesinin, üreticilerin kooperatifleşmesi için destek olmasına yol göstermesine ihtiyaç var!

Kooperatif sayesinde:

  • Parsel parsel yapılan tarım üretimini kayıt altına almak mümkün olacak,
  • Kooperatifin atadığı uzmanlar tarafından rekoltenin öncelikle yerelde ve uygun fiyatlı tüketilmesi için planlama yapılacak
  • Kooperatifin Depolama ve lojistik faaliyetleri, tüketicinin daha iyi ürünü, daha az lojistik bedeli ile tedarik etmesine yarayacak.

Eğer bir Konaklama işletmesi sürdürülebilir olmak istiyorsa da kurulacak kooperatifler için melek yatırımcı rolü üstlenecek ve yıllara sâri olarak yatırımlarını geri aldığı gibi maliyetlerini stabilize etme fırsatı bulacak.

Müşteri başına Günlük 1 Euro kaynak ayrılsa: Günlük 692035 Euro, Aylık 20.75 Milyon Euro ile bir ayda bu işi hayata geçirecek finansman hazır. Ne dersiniz?

Örnek gerekirse; İspanya’nın Almeria şehri kapasite olarak aynı olmasa da Antalya ile Tarım ve Turizm beraberliğinde çok yakın bir örnek olabilir. Almeria, tarım ve turizmi sürdürülebilirlik prensipleri çerçevesinde başarılı bir şekilde entegre eden bir şehirdir. Bu yaklaşım, şehrin ekonomik kalkınmasını desteklerken, çevresel ve sosyo-ekonomik sürdürülebilirliğe de katkı sağlamaktadır. Almeria’nın sürdürülebilir tarım ve turizm stratejileri, Antalya için ilham verici bir örnek olabilir.

  • Almeria, turizm sektöründe yerel ürünlerin kullanımını teşvik etmektedir. Restoranlar ve oteller, yerel çiftliklerden taze ürünler temin ederek hem ekonomik fayda sağlamaktadır hem de sürdürülebilir tarımı desteklemektedir.
  • Şehirdeki çiftçiler, kooperatifler aracılığıyla organize olup birlikte çalışmaktadır. Bu kooperatifler, ürünlerin pazarlanması ve dağıtımında etkin rol oynamakta, çiftçilere daha iyi ekonomik koşullar sunmaktadır.
  • Şehir, yerel halkın turizm ve tarım sektörlerine katılımını teşvik ederek, bu sektörlerdeki ekonomik faydaların daha adil bir şekilde dağıtılmasını sağlamaktadır.
  • Almeria, hem yerel halkı hem de turistleri çevre bilinci konusunda eğitmek için çeşitli kampanyalar ve etkinlikler düzenlemektedir. Çiftçiler ve turizm çalışanları için sürdürülebilirlik eğitimleri verilmektedir.

Antalya, sürdürülebilir turizmi teknoloji ve yenilikçilikle destekleyerek hem çevresel hem de ekonomik faydalar elde edebilir. Akıllı şehir uygulamaları, yenilenebilir enerji kullanımı, akıllı ulaşım çözümleri, dijital platformlar ve sürdürülebilirlik eğitim programları, Antalya’nın sürdürülebilir turizmde lider bir destinasyon olmasına katkı sağlayacaktır. Bu tür uygulamalar, Antalya’nın doğal güzelliklerini ve turistik cazibesini koruyarak, geleceğe yönelik sürdürülebilir bir turizm modelinin gelişmesine olanak tanıyacaktır.

Sürdürülebilir bir yaşam dileklerimle, sağlıcakla kalın.