Sosyal medyada dolandırıcıları durdurmak için hiçbir şirketin harekete geçmemesi kullanıcıları mağdur ediyor. Her gün yeni bir yöntemle, özellikle de yapay zeka kullanarak kendilerini gösteren dolandırıcıların haksız kazançları yanlarına kar kalıyor. Kimi zaman bir ünlünün sesiyle karşımıza çıkan dolandırıcılar kimi zaman da yatırım tavsiyeleriyle kafaları karıştıyor. Peki bu suçta şirketlerin hiç mi suçu yok? Mağdurların hakları neler? Sizin için araştırdık. İşte uzmanların konuyla ilgili tavsiyeleri...Avukat Sinan Keskin, Türk Ceza Kanunu'ndaki maddelere dikkat çekerek mağdurların tazminat talebinde bulunabileceğini vurguladı. Net bir düzenleme yapılmadığını belirten Keskin, "Türk hukukunda sosyal medya şirketlerinin dolandırıcılık suçunda tazminat sorumluluğu doğabilmesi, olayın özelliklerine, şirketin ihmali olup olmadığına bağlı olarak değerlendirilir." ifadelerini kullandı.Avukat Serkan Keskin'in konuyla ilgili açıklamaları şu şekilde;Sosyal medya şirketlerinin, platformları üzerinden dolandırıcılık suçu işlendiğinde tazminat sorumluluğu doğup doğmayacağı konusunda net bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, genel hukuk prensipleri ve bazı yasal düzenlemeler ışığında bu sorumluluk değerlendirilebilir;1-Türk Borçlar Kanunu (TBK) TBK madde 49 ve devamında, haksız fiilden doğan zararların tazmini düzenlenmiştir. Bir kişinin bir başkasına zarar vermesi durumunda,zarar verenin bu zararı tazmin etmesi gerektiği belirtilir.Dolayısıyla, eğer sosyal medya şirketi,dolandırıcılığı önlemek için gerekli özeni göstermemişse ve bu nedenle bir zarar doğmuşsa, mağdur kişi tazminat talep edebilir.2-Türk Ceza Kanunu (TCK), dolandırıcılık suçunu düzenler ve bu suçun işlenmesi durumunda faillerin cezalandırılmasını öngörür. Ancak, TCK doğrudan sosyal medya şirketlerinin sorumluluğunu düzenlemez. Şirketlerin cezai sorumluluğu yerine, dolandırıcılık faaliyetlerini engellemedikleri takdirde hukuki (tazminat) sorumlulukları ancak gündeme gelebilecektir.3- Kişisel Verilerin Korunması Kanunu: KVKK, kişisel verilerin korunması ile ilgili yükümlülükler getirir.Dolandırıcılık suçu işlenirken kişisel verilerin kötüye kullanılması durumunda,sosyal medya şirketinin veri güvenliğini sağlamada ihmali bulunması halinde, tazminat sorumluluğu da doğabilecektir.Sonuç olarak, Türk hukukunda sosyal medya şirketlerinin dolandırıcılık suçunda tazminat sorumluluğu doğabilmesi, olayın özelliklerine, şirketin ihmali olup olmadığına bağlı olarak değerlendirilir. Şirketlerin, dolandırıcılığı önlemek için gerekli özeni göstermesi ve kullanıcıların şikayetlerini etkin bir şekilde ele alması, bu tür sorumluluklardan kaçınmaları açısından önemlidir.Siber Güvenlik Uzmanı Osman Demircan da gündemdeki konuyla ilgili merak edilen sorulara şu yanıtları verdi;Özellikle sosyal medya platformlarında sıkça karşımıza çıkan yapay zeka destekli dolandırıcılık reklamlarında artış yaşanıyor. Bu konuda normal reklamları bile zor onaylayan özellikle Meta yapay zeka destekli bu haberleri nasıl ve neden yayınlıyor?Dolandırıcılar özellikle sosyal medya platformlarında reklam onay süreçlerini manipüle etmek için birden fazla farklı yöntemler kullanıyorlar. Bunların başında ise reklam yayınlama kuralları daha esnek olan ülkelerdeki hesaplardan dolandırıcılık içerikli reklamları yayınlamak oluyor. Reklamını hangi ülkeden yayınlanırsa yayınlansın hedef ülke seçme şansının tanınıyor olması dolandırıcılara bu konuda fazlaca rahatlık sağlamakta. İçerik kriterlerinin de sorgulanmasında kolaylık sağlayan bu durum reklamların onay sürecinde de etkili oluyor.Kullanılan bir diğer yöntem ise ele geçirilen uzun yıllardır aktif ve saygın profiller üzerinden, sahte kimlik ve çalıntı kredi kartları kullanılarak reklam verme işlemi gerçekleştiriliyor. Yüksek bütçelerle yayınlanan reklamlar yayınlandıktan sonra şikayet edilip tekrar incelemeye alınıp hesap kapatılıp reklam iptal edilene kadar yayında kalıyor ve maalesef sosyal medya kullanıcılarına erişiyor. Bu dolandırıcılar için bir döngü. Ellerinde ele geçirilmiş çok fazla hesap olması süreci başka bir çalıntı hesapla tekrar başarmalarını sağlıyor. Bu reklamda yayından kalkarsa diğer hesaplara geçiliyor.
Kullanılan bir diğer yöntemde içeriği doğru markası gerçek reklamlar yayınlamak. Yayınlanan bu reklamda ilk bakışta herhangi bir sorun görünmese de reklam içeriğinde ki fırsatın yakalanması için verilen link banka hesabını boşaltmayı yada telefona bir zararlı yazılım kurmayı hedefliyor.Platformların reklam politikalarını manipüle eden bir diğer sorun ise içeriğin şaka ve komedi içerik görülmesi. Bu şekilde yapay zeka tarafından yaratılan videolar reklam olarak yayınlanabiliyor. Ayrıca sistemi manipüle etmenin en kolay yollarından biri de dolandırıcıların, reklamlarının dikkat çekmemesi için düşük profilli ve belirli hedef kitlelere yönelik reklamlar hazırlayabiliyor olmaları. Bu reklamlar, genellikle geniş kitlelere ulaşmadığı için platformların denetim mekanizmalarından kaçabiliyorlar.
Dolandırıcıların, reklam içeriklerini yasal ve güvenilir görünecek şekilde hazırlayabiliyor olmaları örneğin, sahte bir e-ticaret sitesinin, gerçek gibi görünen ürünler ve müşteri yorumları ile donatılmış olması bu tür sahte yada yapay zeka ile oluşturulmuş içeriklerin onay sürecinde platformları yanıltabilmesine neden olabiliyor.Avrupa Birliği yapay zeka alanında ilk yasal düzenlemeyi yaptı. Türkiye’de böyle bir düzenleme hayata geçirilmeli mi? Bu konuda herhangi bir çalışma vs. var mı? Yoksa da bu yasal düzenlemede hangi kritik maddeler yer almalı?Yapay zekanın hayatın her alanına girmiş olması ve en önemli dolandırıcılar tarafından da kullanılıyor olması kanunlarla kullanım sınırlamaları getirilmesini zorunlu kılıyor. Özellikle yapay zekanın veri, görüntü ve ses işleme yeteneği bir yapay zekan kanununun KVKK gibi kişisel verileri koruyan diğer kanunlarla da uyum içerisinde çalışması gerekliliğini gösteriyor.Yapay zekanın Milli Güvenlik Kurulunun gündeminde yer alması sadece tehditler olarak değil riskler ve fırsatlar olarakta görüşülmüş olması ilerleyen zamanlarda hayatımızın her yönüne dahil olma potansiyeli olan yapay zekanın ve yönetici/sınırlayıcı kanunların tekrar gündeme gelmesini sağlamıştır.Başlıklarının yer alması da bir ulusal bir Yapay Zeka kanunun da devreye alınması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde kurulan Türkiye Yapay Zeka Enstitüsü, yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesi ve bu teknolojilerin etik ve yasal çerçevelerinin oluşturulması için çalışmalar yürütmektedir. Enstitü, yapay zeka politikaları ve stratejilerinin uygulanmasına destek sağlamaktadır. Bu şekilde kanunun oluşmasında kurum olarak ciddi katkıları bulunacaktır. Tüm bunların yanında Türkiye’de, yapay zeka uygulamalarında etik ilkelerin benimsenmesi ve bu ilkelerin yasal düzenlemelere yansıtılması konusunda çalışmalar yapmaktadır. Özellikle kişisel verilerin korunması, şeffaflık, hesap verebilirlik ve adil kullanım gibi konulara odaklanılmaktadır. Türkiye'de yapay zeka teknolojileriyle ilgili yasal düzenlemeler henüz gelişim aşamasındadır. Avrupa da ki örneklerin de rehberliğinde bu kanunun kısa zamanda hazırlanıyor olması ilerleyen zamanlarda yapay zeka teknolojilerinin gelişmesi ile oluşacak ve uygulanacak kanun revizyonları dünyaya örnek olacak nitelikte bir yasal düzenleme yapmamıza olanak sağlayacaktır. Avrupa Birliği, OECD ve diğer uluslararası kuruluşlarla yapılan işbirlikleri, Türkiye'nin yapay zeka düzenlemeleri ve politikaları konusunda uluslararası standartlara uyum sağlamasına yardımcı olmaktadır. Ayrıca ülkemizde akademinin ve özel sektörün de bu konuda ciddi katkıları bulunmaktadır.Bu tür dolandırıcılığa karşı uyarılarınız neler olur? Vatandaşlar kendilerini nasıl korurlar?Deepfake ve yapay zeka ile hazırlanmış ve bir devlet büyüğünün vatandaşların bir yatırım fırsatından yararlanması şeklinde kurgulanmış videolar sıklıkla sosyal medyada karşımıza çıkmakta. Bu tür sahte videolar, özellikle devlet büyükleri gibi önemli kişilerin görüntülerini manipüle ederek dolandırıcılık amaçlı kullanılıyor. Bu tarz videolar ile karşılaştığımızda video ses ve görüntüsü ile çok gerçekçi olsa da mutlaka adı kullanılan kurum ile iletişime geçerek doğrulama yapılması önemlidir. Özellikle tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının eşit hak ve özgürlüklere sahip olduğu düşünülürse bir sosyal medya platformunda sadece belirli bir kesime bir yatırım fırsatının bir devlet büyüğü tarafından verilmeyeceği de kesinlikle unutulmamalıdır.Bu tarz videolar gerçeğe çok yakın olsada ağız ve görüntü uyumsuzlukları yaşanmaktadır. Ağzın şekli ve ses çoğu videoda senkron bir şekilde görülmemektedir. Görsel ve işitsel olarak ta o videoların sahte olduğu vatandaşlar tarafından tespit edilebilir.
Kullanılan bir diğer yöntemde içeriği doğru markası gerçek reklamlar yayınlamak. Yayınlanan bu reklamda ilk bakışta herhangi bir sorun görünmese de reklam içeriğinde ki fırsatın yakalanması için verilen link banka hesabını boşaltmayı yada telefona bir zararlı yazılım kurmayı hedefliyor.Platformların reklam politikalarını manipüle eden bir diğer sorun ise içeriğin şaka ve komedi içerik görülmesi. Bu şekilde yapay zeka tarafından yaratılan videolar reklam olarak yayınlanabiliyor. Ayrıca sistemi manipüle etmenin en kolay yollarından biri de dolandırıcıların, reklamlarının dikkat çekmemesi için düşük profilli ve belirli hedef kitlelere yönelik reklamlar hazırlayabiliyor olmaları. Bu reklamlar, genellikle geniş kitlelere ulaşmadığı için platformların denetim mekanizmalarından kaçabiliyorlar.
Dolandırıcıların, reklam içeriklerini yasal ve güvenilir görünecek şekilde hazırlayabiliyor olmaları örneğin, sahte bir e-ticaret sitesinin, gerçek gibi görünen ürünler ve müşteri yorumları ile donatılmış olması bu tür sahte yada yapay zeka ile oluşturulmuş içeriklerin onay sürecinde platformları yanıltabilmesine neden olabiliyor.Avrupa Birliği yapay zeka alanında ilk yasal düzenlemeyi yaptı. Türkiye’de böyle bir düzenleme hayata geçirilmeli mi? Bu konuda herhangi bir çalışma vs. var mı? Yoksa da bu yasal düzenlemede hangi kritik maddeler yer almalı?Yapay zekanın hayatın her alanına girmiş olması ve en önemli dolandırıcılar tarafından da kullanılıyor olması kanunlarla kullanım sınırlamaları getirilmesini zorunlu kılıyor. Özellikle yapay zekanın veri, görüntü ve ses işleme yeteneği bir yapay zekan kanununun KVKK gibi kişisel verileri koruyan diğer kanunlarla da uyum içerisinde çalışması gerekliliğini gösteriyor.Yapay zekanın Milli Güvenlik Kurulunun gündeminde yer alması sadece tehditler olarak değil riskler ve fırsatlar olarakta görüşülmüş olması ilerleyen zamanlarda hayatımızın her yönüne dahil olma potansiyeli olan yapay zekanın ve yönetici/sınırlayıcı kanunların tekrar gündeme gelmesini sağlamıştır.Başlıklarının yer alması da bir ulusal bir Yapay Zeka kanunun da devreye alınması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde kurulan Türkiye Yapay Zeka Enstitüsü, yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesi ve bu teknolojilerin etik ve yasal çerçevelerinin oluşturulması için çalışmalar yürütmektedir. Enstitü, yapay zeka politikaları ve stratejilerinin uygulanmasına destek sağlamaktadır. Bu şekilde kanunun oluşmasında kurum olarak ciddi katkıları bulunacaktır. Tüm bunların yanında Türkiye’de, yapay zeka uygulamalarında etik ilkelerin benimsenmesi ve bu ilkelerin yasal düzenlemelere yansıtılması konusunda çalışmalar yapmaktadır. Özellikle kişisel verilerin korunması, şeffaflık, hesap verebilirlik ve adil kullanım gibi konulara odaklanılmaktadır. Türkiye'de yapay zeka teknolojileriyle ilgili yasal düzenlemeler henüz gelişim aşamasındadır. Avrupa da ki örneklerin de rehberliğinde bu kanunun kısa zamanda hazırlanıyor olması ilerleyen zamanlarda yapay zeka teknolojilerinin gelişmesi ile oluşacak ve uygulanacak kanun revizyonları dünyaya örnek olacak nitelikte bir yasal düzenleme yapmamıza olanak sağlayacaktır. Avrupa Birliği, OECD ve diğer uluslararası kuruluşlarla yapılan işbirlikleri, Türkiye'nin yapay zeka düzenlemeleri ve politikaları konusunda uluslararası standartlara uyum sağlamasına yardımcı olmaktadır. Ayrıca ülkemizde akademinin ve özel sektörün de bu konuda ciddi katkıları bulunmaktadır.Bu tür dolandırıcılığa karşı uyarılarınız neler olur? Vatandaşlar kendilerini nasıl korurlar?Deepfake ve yapay zeka ile hazırlanmış ve bir devlet büyüğünün vatandaşların bir yatırım fırsatından yararlanması şeklinde kurgulanmış videolar sıklıkla sosyal medyada karşımıza çıkmakta. Bu tür sahte videolar, özellikle devlet büyükleri gibi önemli kişilerin görüntülerini manipüle ederek dolandırıcılık amaçlı kullanılıyor. Bu tarz videolar ile karşılaştığımızda video ses ve görüntüsü ile çok gerçekçi olsa da mutlaka adı kullanılan kurum ile iletişime geçerek doğrulama yapılması önemlidir. Özellikle tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının eşit hak ve özgürlüklere sahip olduğu düşünülürse bir sosyal medya platformunda sadece belirli bir kesime bir yatırım fırsatının bir devlet büyüğü tarafından verilmeyeceği de kesinlikle unutulmamalıdır.Bu tarz videolar gerçeğe çok yakın olsada ağız ve görüntü uyumsuzlukları yaşanmaktadır. Ağzın şekli ve ses çoğu videoda senkron bir şekilde görülmemektedir. Görsel ve işitsel olarak ta o videoların sahte olduğu vatandaşlar tarafından tespit edilebilir.