Antalya'da 23-27 Nisan tarihleri arasında düzenlenen 12. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi, kanserle mücadelede çığır açabilecek önemli gelişmelere ışık tuttu. Kongrede, uzmanlar kanser oluşumunda genetik yatkınlığın kritik rolünü ve yapay zekâ destekli bireyselleştirilmiş erken teşhis yöntemlerinin gelecekteki önemini masaya yatırdı.
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Nuri Karadurmuş, kongrede yaptığı açıklamada, tüm kanser vakalarının yüzde 10 ila 15'inin kalıtsal nedenlere bağlı olduğunu vurguladı. Özellikle meme, yumurtalık ve rahim kanserlerinde BRCA1 ve BRCA2 genlerindeki mutasyonların etkili olduğunu belirten Karadurmuş, günümüzde kullanılan akıllı ilaçların yüzde 90'ının biyobelirteçler üzerinden hastaya özgü geliştirildiğini ifade etti. DNA tamirat mekanizmalarındaki bozuklukların kansere yol açabildiği gibi, hedefli tedavilerle bu durumun baskı altına alınabildiğini de sözlerine ekledi. Akciğer, melanom ve bağırsak kanserlerinde etkili olan spesifik genetik değişikliklerin her geçen gün yeni tedavi fırsatları sunduğunu kaydetti.
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Karabulut ise kanser oluşumunda genetik mirasın yanı sıra çevresel ve yaşam tarzı faktörlerinin de etkili olduğuna dikkat çekti. Karabulut, bazen kişinin doğduğu gün kansere yakalanma olasılığının belli olabileceğini ancak çoğu zaman kanseri tek bir nedene bağlamanın mümkün olmadığını ifade etti.
PROF. DR. BÜLENT KARABULUT
Geleceğe yönelik umut vadeden bir gelişme olarak yapay zekâ teknolojisinin sağlık alanındaki potansiyeline değinen Prof. Dr. Karabulut, yapay zekânın aile soy ağaçlarını ve genetik verileri analiz ederek bireye özgü kanser risk profilleri oluşturabileceğini söyledi. Bu uygulamanın sadece genetik mutasyon taşıyan bireylerde değil, aile öyküsü olan ancak genetik yatkınlığı olmayan kişilerde de mümkün olabileceğini belirtti. Karabulut, gelecekte yapay zekâ sayesinde kişiye özel izlem programları geliştirilerek kanserin erken teşhis edilmesinin mümkün hale geleceğini öngördü. Ancak yapay zekânın kesin teşhis tarihi verme konusunda henüz yeterli olmadığını da hatırlattı.
TÜRK TIBBİ ONKOLOJİ DERNEĞİ BAŞKANI PROF. DR. NURİ KARADURMUŞ
Prof. Dr. Karabulut ayrıca, kanser tedavisinde bilimsel dayanağı olmayan alternatif uygulamalara karşı da ciddi uyarılarda bulundu. Laboratuvar ortamında kanser hücrelerini öldürebilen bazı bitkisel ürünlerin insan vücudunda aynı etkiyi göstermediğini ve ciddi yan etkilere yol açabileceğini vurguladı. Yapay zekânın, bu tür güvenlik verilerinin ayrıştırılmasında önemli bir rol oynayacağını da sözlerine ekledi. Gelecekte yapay zekâ ile kişiye özel yaşam tarzı önerilerinin daha net hale geleceği de belirtildi.