Vahdet Amca, 13 yaşında ailesine destek olabilmek için dönemin en popüler ve düşük maliyetli mesleklerinden biri olan ayakkabı boyacılığına başladı. Ona göre bu meslek, sadece ticari bir uğraş değil; insanları ve ayakkabıları tanıyarak, özenle yapılması gereken bir sanattı.![](https://www.mygazete.com/images/files/2025/02/67a7ca3cbcad1.jpeg)
![](https://www.mygazete.com/images/files/2025/02/67a7ca4a47fa8.jpeg)
Vahdet Amca, emeği ve mücadelesiyle, ayakkabı boyamayı bilmeyen bir çocuk olarak girdiği bu meslekte 63. yılını tamamladı. Günü geldi cam topladı, günü geldi alüminyum sattı, ayakkabılara demir de çaktı, insanların derdine derman da oldu. O, her zaman insanlara ve yaptığı mesleğe değer verdi, işini sevgiyle yaptı.Ancak yıllardır aşkla sürdürdüğü bu mesleği artık gelecek nesillere aktaramıyor. Usta-çırak ilişkisinin yok olmaya yüz tuttuğunu vurgulayan Vahdet Amca, bu durumdan büyük üzüntü duyduğunu belirtiyor. 63 yıl boyunca emek verdiği mesleğin, kendisinden sonra tarihe karışacak olmasının hüznünü yaşıyor.
“ELİME DAHA ÖNCE HİÇ BOYA ALMAMIŞTIM”
Ankara’nın henüz “Anka” olmadığı zamanlarda ne iş yapacağını düşünen Vahdet Amca, boyacılığa nasıl başladığını şu sözlerle anlatıyor:“O yıllarda zabıtanın topladığı mallar, Ak Köprü’de Büyükşehir Belediyesi’nin deposunda toplanırdı. 13 yaşında bir çocuktum, üstüme başıma biraz boya sürdüm ve oraya gittim. Zabıtaya, ‘Benim sandığımı aldınız, para kazanmaya ihtiyacım var,’ dedim. Hangisi seninse al, dedi. Oradaki sandıklardan birini seçtim. Zabıtadaki amca, ayakkabısını boyamamı istedi ama o güne kadar elime fırça bile almamıştım. Ayakkabı nasıl boyanır bilmiyordum. Gelişigüzel boyadım. Böylece meslek hayatım başlamış oldu.”![](https://www.mygazete.com/images/files/2025/02/67a7ca3cbcad1.jpeg)
“ESKİDEN ASFALT YOKTU, AYAKKABILARA DEMİR ÇAKILIRDI”
Türkiye’de asfalt yolların Adnan Menderes döneminde yaygınlaştığını belirten Vahdet Amca, o yıllarda 25 kuruşa ayakkabı boyadığını ancak daha fazla para kazanmak istediğini söylüyor. Yolların asfalt olmaması nedeniyle ayakkabıların çabuk yıprandığını fark eden Vahdet Amca, boyacılığın yanı sıra ayakkabılara demir çakma işine de başladı. Küçücük yaşında ticari zekâsıyla rakiplerinin önüne geçen Vahdet Amca, diğer boyacılar 25 kuruşa ayakkabı boyarken, günlük 13-14 lira kazanıyordu. O dönem için bu miktar, oldukça ciddi bir kazançtı.“KAZANCIMI ANNEME VERİRDİM”
Kazandığı parayı kendi harcamadığını anlatan Vahdet Amca, şu sözleriyle annesine olan sevgisini ve fedakârlığını dile getiriyor:“Kazandığım parayı anneme verirdim. Kendim harcamak için boyacılıktan sonra sokaklardan cam ve alüminyum toplayıp satardım. O parayla arkadaşlarımla Ankara’daki İtfaiye Meydanı’nda bulunan sinemaya giderdik. Bundan hiç pişman olmadım, çünkü ailem için çalışıyordum.”![](https://www.mygazete.com/images/files/2025/02/67a7ca4a47fa8.jpeg)
ONU TÜRKİYE TANIYOR
Ankara Bahçelievler’de yıllardır aynı yerde ayakkabı boyayan Vahdet Amca, ayakkabı boyamanın yalnızca bir iş değil, bir sanat olduğunu vurguluyor:“Deriyi tanıyacaksın, boyadığın ayakkabı fabrikadan yeni çıkmış gibi olacak,” diyor. Bu titizliği sayesinde sadece Ankara’dan değil, İstanbul, Antalya ve Konya gibi şehirlerden de müşterilerinin geldiğini gururla anlatıyor.GÖRÜNMEZ BİR MESLEK
Bu insanların sesini kimse duymadı, ayakkabı boyacılığı adeta görünmez bir meslek oldu. Oysa ki her şehirde, her sokakta, her köşe başında onlar var…![](https://www.mygazete.com/images/files/2025/02/67a7ca5960f8a.jpeg)