Yumurtanın sağlığa olumsuz etkisine olan inanç, doymuş yağ ve kolesterolle ilgili çalışmalara paralel gelişti. 70’li yıllarda diyetteki doymuş yağ ve kolesterolün damar tıkanıklığı yaparak kalp-damar hastalıklarını arttırdığına dair çalışmalar çıktı ve önerilen günlük total kolesterol tüketim limiti 300 mg. olarak belirlendi. Tek bir orta boy yumurtada ise yaklaşık 200 mg. kolesterol bulunduğunu düşünürsek yumurtanın bu tarihte sağlıksız bir gıda olarak topluma gösterilmesi çok şaşırtıcı olmadı. Buna rağmen bilim araştırmalara devam etti ve 2000’li yıllara geldiğimizde öncelikle damar tıkanıklığını başlatan ve sürdüren faktörün kolesterol değil kronik inflamasyon olduğu anlaşıldı Kolesterol ancak bu inflamasyon sebebi ile bir risk faktörü haline geliyordu. Daha sonra yiyeceklerden alınan kolesterole göre vücudun kendi kolesterol üretim miktarını değiştirdiği fark edildi. Yani biz diyetle daha çok kolesterol tüketirsek vücut kendi kolesterol üretimini azaltıp denge kurmaya çalışıyordu. Bu iki gelişme sayesinde kolesterol ve doymuş yağ, dolayısıyla yumurta yeme konusundaki korkumuz biraz azaldı. Günümüzde ise gıda üretimine olan güvensizlik yumurta konusuna yeni endişeler ekledi. Tavukların büyütülme şekilleri sebebiyle pek çok kişi yumurta tüketiminden çekiniyor, organik veya serbest gezen tavuğun yumurtasını tüketmek istiyor. Bu tip yumurtaya erişimin daha zor olması ise yumurta tüketimini azaltıyor.

YUMURTA SAĞLIKLI MI?

Yumurta, kalp-damar sağlığı iyi olan ve bu sebeple diyetten alınan kolesterolün bir risk yaratmadığı kişilerde besin içeriği yüksek, dolayısıyla sağlıklı kahvaltı opsiyonları arasındadır. Buna rağmen yumurtayı tek başına değil, gün içerisinde tükettiğimiz diğer tüm yiyeceklerle beraber diyetimizin bir parçası olarak görmeliyiz. Örneğin kahvaltıda 2-3 yumurta, işlenmiş et, beyaz ekmek ve şekerli çay tüketiyorsak güne sağlıklız bir öğünle başlıyoruz demektir. Yeşillikli bir yumurtadan omlet, zeytin, domates ve salatalık ise sağlıklı bir öğün yapar. Hiçbir gıdanın tek başına sağlığımızı tamamen olumsuz veya tamamen olumsuz etkileyemeyeceği unutmamalıdır. Bu yumurta için özellikle önemli, çünkü çoğu zaman yumurta tek başına yenen bir yiyecek değildir. Bir başka önemli konu da, yumurtanın dünyada en çok görülen sekiz alerjenden biri olması. Yumurta yediğiniz günler halsizlik, kaşıntı, karın ağrısı gibi semptomlar yaşıyorsanız yumurtaya hassasiyetiniz olabilir. Bu durumda yumurta sizin için sağlıklı bir yiyecek olarak düşünülemez.

MİKTARIN ÖNEMİ VAR MI?

Minimum yoktur. Diyetinizde hiç yumurta tüketmeyebilirsiniz. Bu sizin besin eksikliği yaşayacağınız anlamına gelmez. Yumurtadan alacağınız makro ve mikrobesinleri başka bir hayvansal gıdadan veya bitkisel gıda kombinasyonlarından alabilirsiniz. Maksimum tüketim ise kişiye özeldir. Sporcular bir yumurtanın üzerine çıkabilir. Genel anlamda sağlıklı ve ağır spor yapmayan kişilerin günlük ortalama bir yumurtayı geçmemelerini tavsiye ederim. Beslenmede çeşitlilik için tek bir gıdanın porsiyonunu arttırmamak veya her gün tüketmemek önemlidir.

BEYAZI MI SARISI MI?

Yumurtanın beyazıyla sarısı düşünülenin aksine aynı miktarda protein içerir. Her ikisinde de 3-4 gram protein vardır ve 1 yumurta toplam 7-8 gram proteine sahiptir. Bunun yanında A, D ve E ve B vitaminleri yumurtanın sarısında toplanmıştır. Mineraller ve kolin açısından da yumurtanın sarısı beyazına göre daha zengindir. Bu şekilde düşündüğümüzde yumurtanın sarısı beyazından daha zengin bir besin içeriğine sahiptir. Kolesterolün bir risk faktörü olmadığı kişiler yumurtanın hem beyazını hem sarısını rahatlıkla tüketebilir. Yine aynı noktaya geldiğimizi belirtmek isterim; tek başına herkese iyi yada kötü gelen bir besin öğesi yok. Tükettiğimiz miktar da diğer tüm besinlerde olduğu gibi bir başka önemli nokta. Haberlerimizi InstagramFacebookTwitterTelegram hesaplarımızdan ve YouTube kanalımızdan takip edebilirsiniz.