Avrasya Meclis Başkanları 3. Toplantısı, TBMM'nin ev sahipliğinde Antalya'nın Serik ilçesine bağlı Belek turizm merkezindeki bir otelde 'Avrasya'da Ekonomik İşbirliği, Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma' temasıyla devam ediyor. 38 ülkenin meclis başkanlarının katıldığı toplantının açılış konuşmasını TBMM Başkanı Binali Yıldırım yaptı.

Endonezya'da meydana gelen depremdeki hasar nedeniyle üzüntü duyduğunu aktaran Binali Yıldırım, toplantıda küresel ölçekte önem taşıyan sorunları ele alıp küresel barış ve istikrara çaba göstereceklerini kaydetti.
Görevlerinin zor, sorumluluklarının ağır olduğuna vurgu yapan Yıldırım, bu zor görevin sadece Avrasya ülkelerine düşmediğini, bütün dünya parlamentolarının kendini sorumlu olarak kabul etmesi gerektiğini belirtti. Yıldırım, Birleşmiş Milletler (BM) daimi ülkelerinin parlamentolarının kendi yönetimleri üzerinde daha etkili olmaları gerektiğini işaret etti.

"Ekonomik baskılar Avrasya'da dengeleri bozuyor"

Baş döndürücü gelişmelere sahne olan dünyada yüzleşmek ve çözüm bulmak zorunda oldukları meseleler olduğunu kaydeden Yıldırım, "İnsanların mağduriyetleri devam ediyor. Suriye'de yangın sönmüyor. Yemen yanıyor. Filistinli kardeşlerimiz özgür ve insanca yaşama hakkını henüz elde edemedi. Afganistan barış ve istikrara hasret. Azerbaycan toprakları işgalde. Kıbrıs Türklerine karşı izolasyon sürüyor, haklarının verilmesi geciktiriliyor. Irak işgal sonrası yeniden toparlanmak üzere gayret gösteriyor. Uygulanan siyasi yaptırımlar, ekonomik baskılar Avrasya'da dengeleri bozuyor. Çevrenin korunması bizlerin ortak meselesi olarak önümüzde duruyor. Dünyamızda savaş, açlık, bulaşıcı hastalık, terör ve doğal afet gibi birçok sorunu bir arada yaşıyoruz. Bu sorunları çözecek olan yine bizleriz" dedi.

"Çevre sorunu hepimizindir"

Hayattaki bütün varlıklardan sorumlu olduklarını söyleyen Binali Yıldırım, "İnsan merkezli hayatı devam ettirmemiz, toprağı ve canlı hayatı korumamızla mümkündür. Havasını, toprağını, suyunu korumamız gereken tek bir dünya var. Kendimize ve tek bir olan dünyaya daha iyi davranmak mecburiyetindeyiz. Sürüleri azalan leylekler, dişleri için katledilen filler, hayat alanları daralan ceylan ve geyiklerin daha iyi korumalıyız. Kuruyan nehirler, kirlenen denizler hayatımızın en büyük kaynaklarıdır. Ortaya çıkan çevre sorunları sadece o ülkeye ait değildir. Hepimizin sorunu ve bu sorundan hepimiz sorumluyuz. Her gün yüzlerce insanın geçmeye çalıştığı Akdeniz'in göçmen mezarlığı haline dönmesi hepimizin vicdani sorumluluğundadır. 700 milyon insanın aşırı beslenme sorunu yaşadığı dünyada, 800 milyon insan açlık sorunu çekiyor. Buna seyirci kalamayız. 10 kişiden birinin temiz suya ulaşamamasını görmezden gelemeyiz. 2050 yılında dünya nüfusu 9,5 milyar ulaşacağından bugünden neler yaşanabileceğini iyi görmeliyiz" diye konuştu.


"Türkiye kalkınma yardımlarında cömert"

Dünyada herkesin iş, aş ve refaha sahip olması için ortak sorumlulukları olduğunu dile getiren TBMM Başkanı Yıldırım, sorumlulukları yerine getirmek için her yıl yapılan toplantıları bir sekretarya altında toplamayı teklif etti. Yıldırım, Türkiye'nin insanı kalkınma çerçevesinde kalkınma yardımlarında cömert davrandığını söyledi. Türkiye'nin 7 yıldan beri 3,5 milyon Suriyeliye ev sahipliği yaptığını kaydeden Yıldırım, "Uluslararası gündemin en önemli maddelerinden biri göçtür. Göç doğru yönetilmelidir. Doğru yönetilirse sürdürülebilir kalkınmaya yardımcı olacaktır" diye konuştu.

"Terör huzurun engelidir"

Türkiye, İran ve Rusya'nın Suriye'de aldığı inisiyatifin meyvelerini vermeye başladığını aktaran Binali Yıldırım, "İdlib'de masum insanların katledilmesinin önüne geçildi. Dünyanın en fazla sosyal yardım yapan ülkeler arasında yerimizi aldık. Çağın belası olan terör birçok ülkenin canını yakıyor. Biz de terörden çok çeken bir ülkeyiz. Terör örgütleri insanların huzuru için en büyük engellerden biridir. Terör ile mücadele uluslararası alanda işbirliği gerektiriyor. Teröristlerin hepsi kötüdür. Görüldükleri yerlerde başları ezilmelidir. Senin teröristin, benim teröristim demeden bu alçak örgütleri gereken dayanışma ve destek gösterilmelidir. Bu örgütlerin silah, lojistik ve para gibi gelirlerine birlikte engel olmak zorundayız" dedi.


FETÖ uyarısı

Terör örgütü FETÖ konusunda da meclis başkanlarına uyarıda bulunan Yıldırım, bu örgütün 15 Temmuz 2016 gecesi darbe girişiminde bulunduğunu, 251 kişiyi şehit ettiğini kaydetti. Örgütün 164 ülkede faaliyet gösterdiğine işaret eden Binali Yıldırım, örgüte karşı dost ülkeleri uyardıklarını ve destek beklediklerini söyledi.

"Ekonominin silah ve baskı aracı olarak kullanılması kabul edilemez"

Yıldırım, barış ve refah için bazı ülkelerin gösterdiği gayretin, bazı ülkeler tarafından tam anlaşılmadığına şahit olduklarını söyleyerek, "Bazı ülkeler ticareti ve sermayeyi engelleyici şekilde korumacılık anlayışını artırdı. Ekonomisi güçlü ülkelerin vurdumduymaz davranışları dünya ekonomisine ve dünya halklarının ortak refahına zarar veriyor. Türkiye olarak çok taraflı ticaret sistemini tehdit eden bu kısıtlamaları, korumacılık eğilimlerini doğru bulmuyoruz. Ekonominin silah ve baskı aracı olarak kullanılması kabul edilemez. Para kurlarını kullanarak siyasi hedeflere ulaşması çabasını da tüm uluslararası ekonomik sisteminin tehlikeye düşürecek bir hareket olarak değerlendiriyoruz. Doların değişim parası olarak kullanılmasını gerekçe göstererek ABD yönetiminin bazı kişi ve kuruluşlara mahkumiyet vermeye çalışması ne ABD iç hukukuna, ne uluslararası hukuka uygun değildir. Uluslararası ticarette herhangi bir para birimine karşı değiliz. Tek yanlı dayatmalar rahatsız edicidir. Bu kapsamda Dünya Ticaret Örgütü kuralları çerçevesinde ayrımcı olmayan, kuralla bağlı ticaret sistemini sürdürebilir şekilde korunması önceliğimizdir. Ambargolar, kısıtlamalar ülkeleri yeni arayışları sürüklemektedir. Ulusal paralarla ticaretin teşviki başta olmak üzere alternatiflerin yaklaşımları üzerinde durulması normaldir, gereklidir. Türkiye olarak dış ticarette karşılıklı olarak ulusal para kullanılması teklifini önemsiyor ve destekliyoruz" dedi.


"Bölgesel barışı sağlamanın yolu bellidir"

Sınır aşan sorunlara sınır aşan çözümler getirilmesi vurgusu yapan Yıldırım, "Küresel ısınma teorik bir tartışma olmaktan çıkmıştır. İnsanlığın kaygı ve korkuya sürükleyen sorunları ortadan kaldırmak için bölgesel barış ve istikrarı sağlamanı yolu bellidir. Diğer ülkelerin işlerine karışmamak, uluslararası ilişkilerine saygı göstermek. İkili ve çoklu ticareti kısıtlamaları azaltmak hatta kaldırmak refah yolundaki adımlardır" diye konuştu.

Toplantıda Güney Kore Cumhuriyeti Ulusal Meclisi Başkanı Moon Hee Sang ve Rusya Devlet Duması Başkanı Vyacheslav Volodin de konuşma yaptı.

38 ülkenin meclis başkanlarının katıldığı toplantıda konuşan Güney Kore Cumhuriyeti Ulusal Meclisi Başkanı Moon Hee Sang, üçüncü toplantıda ekonomik işbirliği çevre ve sürdürülebilirlik kapsamında aktif tartışmalar yapacaklarını belirti.

Dünyada bir takım belirsizliklerin bulunduğunu işaret ede Sang, "Çok sayıda zorlukla karşı karşıyayız. 4. Endüstri devrimi dalgaları iyice yükseldi. Sektörler arasındaki engeller yıkılıyor ve birbirine yaklaşıyor. Yapay zeka ve teknolojinin sosyo-kültürel katkısının yanında yan etkileri olacak, eşitsizlik gibi. Çevre kirliği daha fazla hissedilmeye başlayacak bu da pek çok ülkeye sosyo-ekonomik zarar verecek. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin uygulanmasına önem vermeliyiz. Daha da önemlisi karşımızdaki zorluklarla başa çıkmak için tek başına ülkeler hareket etmelidir. Ortak bir çabayla uluslararası düzeyde bir bilinçle, sorumlulukla hareket etmeliyiz" ifadelerine yer verdi.
Parlamentolararası aktif bilgi alışverişinin yasama tedbirlerinin hızlıca alınmasını sağlayacağını kaydeden Sang, "Ülkelerin karşısındaki sorunlara etkin cevap vermesini sağlayacaktır. 4. toplantıda genel oturumlardan ayrı iki veya üç forumunun düzenlenmesini öneriyorum. Bu şekilde bölgesel işbirliğinin önündeki önemli konular detaylı olarak incelenebilir ayrıca kurumsal temelini sağlamlaştırmak ve gelişmesini sağlamak için bu toplantının tüzük ve kurallarının yazılması faydalı olacaktır. Avrasya ülkelerinin kalkınmasına ve refah seviyesinin yükselmesine katkı sağlayacaktır" diye konuştu.


Birlik vurgusu

Avrasya’nın sürdürülebilir kalkınması için önemli görevlerinin olduğunu vurgulayan Sang, "Kore Yarımadasında sağlam bir barış zemininin oluşması. Kuzey Kore diyalog yolunu seçti ve Kore yarımadasında yaşanan değişim tüm dünyayı şaşırtmıştır. ABD, Kuzey Kore zirvesi yapıldı. 3 toplantı yapıldı. Kore Yarımadasında nükleer silahların temizlenmesi ve sürdürülebilir barışın başarıyla sağlanması gerçekleşecektir. Kore Yarımadasında barışı sağlamak için çalışıyorum. İşbirliğinin sağlanmasıyla hem yürütme hem yargı rol sahibi olacaktır. Yarımadadaki Kore birbirleriyle bağlandığı zaman artık Avrasya gerçek bir barışa ve refaha kavuşacaktır. Kore o zaman Avrasya bölgesinin gerçek bir üyesi olacaktır" diye konuştu.

"Toplantı Avrasya'ya katkı getirecek"

Kore’nin amacının kapsayıcı refah değerlerini desteklemek, tüm jenerasyon ve tüm bölgeleri kucaklamak, zengin ve fakir arasındaki boşluğu kapatmanın yanında sadece Kore için değil Avrasya ülkeleri için önem taşımaktadır" diyen Sang, "Bugünkü müşterek çalışmalarımız kapsayıcı bir topluluk oluşturmamızı sağlayacaktır ve tüm Avrasya’ya katkı getirecektir. Medeniyet, kültür, din ırklarımız ne kadar farklı olursa olsun bu çeşitlilik bizi birleştirecektir. Bir söz var, 'Hızlı gideceksen yalnız git, uzağa gideceksen birlikte git.' Bugün burada bulunan herkesle el ele ilerlemek istiyorum. Avrasya’nın geleceğin yol açmak istiyorum" dedi.

Suriye konusu

Toplantının açılışında konuşan Rusya Devlet Duması Başkanı Vyacheslav Volodin, geçtiğimiz yıl Güney Kore'nin başkenti Seul'de yapılan ikinci toplantıda, son derece kayda değer birtakım kararların alındığını hatırlattı.
Suriye'deki sorunun çözülmesi için Rusya, Türkiye ve İran cumhurbaşkanlarının birtakım kararlar aldıklarını aktaran Volodin, "Öncelikle bölgenin teröristlerden temizlenmesi ve insanların memleketlerine dönmesi gerekiyor. Bugün Suriyelilere ülkelerinin ekonomilerini yeniden inşa etmeleri ve barışın tesisi için yardım etmemiz gerekiyor. Parlamento üyeleri bu görevin yerine getirilmesinde çok önemli bir rol oynayabilirler" diye konuştu.

"Kore Yarımadası"

Kore yarımadasında gerginliğin sona erdirilmesine yönelik anlaşma imzalandığını, parlamentolararası diyaloğa yönelik bir girişimde bulunulduğunu hatırlatan Volodin, bu güven artırıcı tedbirlerin hem Kore halkı için hem de tüm ülkeler için çok önemli olduğunu dile getirdi.

Volodin, "Meslektaşlarımıza Kore Yarımadasında gerginliğin azaltılması, barış ve istikrarın getirilmesi konusunda başarılar diliyoruz" diye konuştu.

Ağustos ayında Rusya Federasyonu, Azerbaycan, İran, Kazakistan ve Türkmenistan devlet başkanlarının, Hazar Denizi'nin yasal statüsüyle ilgili bir anlaşma imzalandığını anımsatan Volodin, bu anlaşmanın ulusal yasalara aktarılması ve uygulanmasının büyük önem taşıdığını vurguladı.

Volodin, "Bu şekilde karşılıklı olarak faydalı, eşitliğe dayalı bir ortaklık kurulabilir ta Atlantik'ten Pasifik Okyanusu'na kadar" değerlendirmesinde bulundu.