“Bir hazan yalnızlığıdır Tophane çay bahçesinin üstüne çöken Kırmızıdır şimdi sarmaşıklar Vedaya hazırlanırken Belki birazdan taze bir çift gelecek şu masaya Ve konfeti olacak sarmaşıklar omuzlarında Belki yeni terkedilmiş bir genç kız Yapraklar gibi dökülecek yaşlar şakaklarına Derken kış gelecek Yapraklar olmayacak artık dalında Buluşmak mı Belki başka bahara….” Bu dizeleri 2002 yılında not etmişiz. Bugün Tophane’de yapılan düzenleme o gençliğimizin hazan hüznü şiirlerini alıp götürecek mi bilmiyoruz. Bugün azıcık şehir dışındayız. Bitmeyen altyapı çalışmaları nedeniyle şantiyeye dönen şehirde romantizm filan da olmuyor zaten. Hadi çıkalım öyleyse. Kurşunlu Şelalesi... Antalya’nın burnunun dibinde yıllarca kendi halinde akıp dururken 1986 yılında turizme kazandırılan o güzelim doğa harikası. 2012 yılında “şelale” hariç tüm değerlerini yine böyle bir sayfada değerlendirdiğimiz ve 20 yıl arayla 2. kez bana Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Müdürlüğü’nün fotoğraf ödülünü getiren bir çalışma yapmıştık “Öteki Kurşunlu” idi çalışmanın adı. Bu sayfanın adını henüz koyamadık, en sona bıraktık. Bugünkü fotoğraflar 3 Kasım 2016 günü değerli dostlarım Ayhan Abay ve Turan Şahin ile yaptığımız küçük bi kaçamak gününün yansımaları. Bizzat “şelale” değil, o şelaleyi besleyen derenin ortaya çıkardığı, ilk bakışta görülmeyen güzellik yansımaları. Bilmiyorum, hüznü sevmem, en dertli anımda bile çevreme pozitif enerji yayma çabasındayımdır. Küba’nın tarihini yazan iki kişiden biri olan devrimci Che’nin dediği gibidir belki de “Gülümse, ne düşündüğünü bilmesinler.” Takip edenler bilir, “haberci” mantığı ile “insan unsuru yok” diye fotoğraf çekmeyecek değilim, hele de “kişi” değil, “insan” yani kimliği, hatta cinsiyeti belli olmayan fotoğraflar çekmeyi severim. Önemli olan mesajı vermektir. E doğa tabii öteki tarafta. Eğer o bölgeye bildiğin sonbahar günü gitmişsen Antalya’da yemyeşil çimenleri rengarenk kır çiçeklerini kaydedecek halin de yok. Vurduk kendimizi hazana, bastık deklanşöre. E fena da değil sanki. Evet evet. Fotoğraf meraklıları için zaten Kurşunlu kompleksi bir atölyedir. Az daha yol katedip klasiğin dışına çıkabilirsiniz. Bu arada bölgeye toplu taşıma araçları ile gidilebiliyor.