Tarım ve Orman Bakanlığı'na devredilen EXPO Alanı sadece Antalya değil, Türkiye'ye yeniden kazandırılıyor. Konserler, etkinlikler ve yiyecek- içecek alanları yeniden canlanıyor. Bir süredir sosyal medyada Antalya Expo yeniden gündemde. O çok tartışılan, “milyonlar yendi” denilen sürecin hesabı soruldu mu, bunca bütçeyeraümen ortaya çıkan başarısızlığın faturası ödendi mi biliyoruz. Bildiğimiz bir şey var. Söz konusu alan Tarım ve Orman Bakanlığı'na devredildi. Şimdi Tarım ve Ormancılık Bakanlığı Antalya İl ve Aksu birimleri bir an önce burayı sadece Antalya değil, Türkiye'ye yeniden kazandırma derdindeler. Masalcı da 2 yıl aradan sonra bir kez daha gitti Expo Alanı'na. Artık giriş ücretsizdi malum, tramvay da kapısına kadar gidiyordu. Son durağa kadar giden tek  yolcu olunca, ister istemez “Expo için tramvay lüks” açıklaması yaptığının ertesi gün istifa eden Ak Parti Muratpaşa İlçe Başkanı geldi aklımıza. Neyse... Doğa ile, özelliklede bitkilerle arası çok iyi olan, dağdaki ota bile “hasgül” muammelesi yapan biri için Expo güzel bir yer. Değişik bitkileri tanımak, nadide çiçekleri izleyip fotoğraflamak. Böyle bir alana, sırf burdan bakınca, günlerce gezebilirim. Malum bu aralar havalar sıcak. “Kış gibi kış” yaşadık, şimdi “yaz ötesi yaz” olacak gibi duruyor. O zaman ne yapmalı? Yağmur Ormanları'ndan gelen tropik bitkilerin yer aldığı sera en iyi seçenek. Girişte sevimli bir genç karşılıyor, içerisiyle ilgili kısa bilgi veriyor. Serada ilk günlerin şatafatı yok. Hindistan'dan gelen bir ağaç vardı, o kurumuş mesela. Orkideler gitmiş. Henüz kurumayan birkaç saksı aralarda duruyor. Ama burayı daha önce hiç görmemiş gibi davranıp bol yeşil ve yapay serinliğin tadını çıkarmak sadece ben değil, oraya giden her Antalyalıya bu sıcakta iyi gelecektir. Alanda gezerken “İpekyolu” temalı bitki heykelleri görüyorsunuz. Fuar sonrası ihmal edilen ve kuruyan bu güzelim sanat eserleri yeniden canlanıyor. 2 yıl önce “burayı bilerek kuruttular. Bakım yapıp yeniden para kazanmak istiyorlar” şeklinde bir iddia duymuştum. Şimdi bu heykellrin yeniden canlandığını, bunu da bizzat orada üretilen fidanlarla, “bizimkiler” tarafından yapıldığını öğrenmek beni mutlu etti. Ekip burayı bitirince Çallı Emniyet Binası'nın önündeki duvara da bi el atar mı acaba? Buradaki konser alanında yaz boyu hemen her haftasonu bir konser olacağını öğrenmek güzeldi. Hummalı bir çalışma olduğunu bir süredir biliyoruz. Çocuk Adası'nın bir “Oyun- Eğitim Parkı” olarak düzenlendiğini biliyoruz. Buradaki büfe ve lokantaların bir an önce canlanması için çalışıldığını da biliyoruz. Hatta ülkelere tahsis edilen pavyonların da o ülkenin adı ile kullanılabileceğini de öğrendik. Malum şeker sorunum var. Yanıma akşam yemeği niyetine aldığım açmayı, kule manzaralı bir bankta tüketiyorum. İşte size dümdüz mesaj. 2016 yılında otoparktan su fiyatına, giriş ücretine kadar eleştirdiğimiz Expo alanı artık “bizden”dir. O zamanlar, “Birkaç yıl sonra burada mangala bile açık pikniğe izin vermek zorunda kalınmaz inşallah” demiştik. İşi simide indirgedik. Tıpkı bir zamanlar hayranlıkla baktığımız Atatürk Parkı içindeki Çin Lokantası'nın Büyükşehir Belediyesi tarafından “simit-cafe” olarak düzenlenmesi gibi. Sözü uzatmayacağım. Eleştirdiğimiz unsurlardan arınmış bir Expo Alanı büyük çaba ve gayretle yeniden ayağa kalkıyor. Bugün değilse yarın burası “yaşam alanı” olacak. Tutun çocuğunuzun kolundan, götürün bu alanı gezdirin. Belki 1 tane bitkiyi öğrenir. Olmaz mı?