Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Suat Kolukırık, Kovid-19 tedbirleri kapsamında çocukların uzun zamandır evde olduğunu, anne babalara büyük görev ve sorumluluklar düştüğünü söyledi. Çocukların daha fazla sosyalleşmesi için dışarı çıkacakları izin saatlerinde oyun alanları içinde tutulması gerektiğini belirten Kolukırık, psiko-sosyal yönden onların gelişmelerini, yetenekleri doğrultusunda kabiliyetlerini keşfedebilecekleri alanlarda olmaları gerektiğini vurguladı. Aile içinde de güzel etkinlikler planlanabileceğini anlatan Kolukırık, şunları aktardı: "Çocuklarla baş başa kalmak için bir fırsat olarak yeniden değerlendirilebilir. Velilerimizin bu süreci yorgunluk olarak değerlendirdiğini biliyoruz fakat bunu bir fırsat, geçiş dönemi, salgına karşı alınması gereken bir tedbir olarak görmek gerekiyor. İnsan sosyal bir varlıktır. Kovid-19 kurallarına uyularak oyun gruplarında bulunulmalı, geleneksel el sanatları yapılmalıdır. Her ne kadar dijital ortamın sunmuş olduğu zenginlikler olsa da yarıyıl tatilinde dijital ortamın dışındaki sosyal alanlara çocuklarımızı taşımak son derece yararlı olacaktır." Çocukların korunaklı sitelere girip girmediğinden emin olmak gerektiğine işaret eden Kolukırık, bu konuda ebeveynlere sorumluluk düştüğünü dile getirdi. [caption id="attachment_198082" align="alignnone" width="646"] Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Suat Kolukırık[/caption]

"DİJİTAL ORTAMLARI GÜNLÜK MAKSİMUM İKİ SAAT KULLANIN"

Kolukırık, dijitalleşmenin artık bir zorunluluk olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Dijital ortam olmadan gündelik işlerimizi yapamadığımız bir aşamaya geldik. Dijitalleşmeyi tatil süresinde azaltmak gerekiyor. Çünkü çocuklar derslerini çevrim içi aldıkları için dijitalleşmeyi yoğun şekilde kullandılar. Onları kendi doğal, sosyal ortamları içinde tutmalıyız. Oyunların bağımlılık yaptığını biliyoruz. Bugüne kadar yapılan birçok çalışmada savaş, kavga nitelikli ya da çocukların algısını daha olumsuz alana taşıyabilecek olan yapımların zarar verdiğini gördük. Anne babalar bu konuda biraz daha dikkat edebilirler. İçeriklerin nitelikleri konusunda yönlendirmelerde bulunabilirler. Geleneksel oyunlar oynanabilir, aile içi aktiviteler düzenlenebilir." Aşırı teknoloji kullanımının toplum ve bireyin ruh sağlığına zarar verdiğine değinen Kolukırık, her bireyin özellikleri, farklı kullanım durumu olabildiğini ancak çocukların, dijital ortamları tatilde maksimum iki saat kullanmasının yeterli olacağını ifade etti. Ailelere çocuklarıyla birlikte yemek yemeyi ihmal etmemesini öneren Kolukırık, şunları kaydetti: "Okul başladığında daha yorgun olmamak için dijital mecraları az kullansınlar. Dijital ortamın bireyleri dinlendirdiğine dair bir veri yok. Kesinlikle beyni yavaşlattığını, yorduğunu ve dikkat dağınıklığına yol açtığını biliyoruz. Dijital ortamları yoğun kullanan çocuğun, normalleşme sürecinin başlamasıyla sosyal ortamlara katılımı çok daha zor olacaktır. Bilimsel çalışmalar da bunu destekliyor."