De Havilland Comet isimli uçak 1950 yılında adeta bir efsaneydi. Jet uçak tarihinin başlangıcı olarak kabul ediliyordu. Kısa menzil ve düşük hızın yerini alması için özel olarak tasarlanmıştı. İkinci Dünya Savaşı yıllarında 4 dev motoru, alışılmışın dışında büyük dikdörtgen pencereleri test sürüşlerini tamamladı ve 27 Temmuz 1949’da ilk resmi uçuşunu yaptı. Bu uçağın en önemli özellikleri saatte 800 kilometre hızı aşabiliyor ve 13 bin metre irtifada seyredebiliyordu. Uçak modeli gittikçe yaygınlaştı ve birçok havayolu şirketi Comet için sıraya girdi. 3 yıl sonra Comet, British Overseas Airways Corporation altında Londra-Johannesburg seferini rakiplerinden 6 saat daha kısa sürede tamamladı. Ancak Comet’in hidrolik sistemlerinde bazı problemler vardı. Elektrik sistemleri aşırı ısınıyordu ve yakıtı kısa sürede bitiyordu. Fakat asıl risk tasarımsal problemlerinde gizliydi.

HAVADA İNFİLAK ETTİ

1953'te bir Comet, Hindistan, Kalküta'dan kalkış yaptıktan hemen sonra yere çakıldı, uçakta bulunan kişilerin tümü yaşamını yitirdi.Bir yıl sonra Roma'dan kalkan bir diğer Comet havada infilak etti, bu sefer 29 yolcu, 6 mürettebatın ölümüne neden oldu. Kriz çok büyüdü ve Winston Churchill duruma müdahale etmek zorunda kaldı. Uçağın sebepsiz bir şekilde infilak etmesi büyük bir ekip kurulmasına yol açtı. Uçağı hafifletmek için gövde olması gerekenden daha inceydi. Uçağın infilak etmesinin asıl nedeni ise yapılan dikdörtgen pencere seçimiydi. Köşeli pencereler uçak seyir halindeyken yüksek gerilim yaratıyor, bir süre sonra çatlayan pencereler gövdeyi de zedelediği için uçağın ortadan ikiye ayrılmasına sebep oluyordu. Bu felaket zincirinden sonra uçakların pencereleri oval bir şekilde tasarlanmaya başlandı. Haberlerimizi InstagramFacebookTwitterTelegram hesaplarımızdan ve YouTube kanalımızdan takip edebilirsiniz.