İnsanın hayal gücü nerelere ulaşabilir düşüncesi ile yola çıktığını belirten Doğan Ünal, klasikleri okumaya başladıktan sonra okudu hiçbir kitabı beğenmemeye başladığını söyledi. Ünal, ' İnsanın en depresif yanlarını, kriz anlarını, yaşanmışlıklarını, içimizde kalanları ve unutmak/ulaşmak istediğimiz her türlü duyguyu zengin bir hayal gücü vasıtasıyla kalıcı hale getirmeye çalışacağım' diye konuştu.        

Trabzon’da ‘Kültür Yolu Festivali’ ‘horon’ ile başladı Trabzon’da ‘Kültür Yolu Festivali’ ‘horon’ ile başladı

ALTIN KEMERLİ GELİN'İN KONUSU

Bu hikâyenin insanlarla ilgili olan tek kısmı, hikâyeyi insanların yazıyor oluşu. Kimisine göre bu hikâye, masalla başlayıp, gerçekle bitiyor. Kimisine göre de gerçekle başlayıp, masalla bitiyor. Bu hikâye, insanlığın son uğrak yeri. Son insanlar ya da son kez insan görünümüne giren mahlûkatlar, bu kısımda. Hikâyenin diğerlerinden farkı, içinde insan etkisi en az olan hikâye olması. Burada hemen hemen nefes alış verişi yok gibi. Burası, hakkında en çok konuşulup, en az bilgi sahibi olunan yer. Çünkü burası âdemoğlunun hemen hemen hiç gitmediği bir yer. İnsanları buraya getiren şey; onların merakı ve görkemli kudreti. 
Burası, sistemin başlayıp bittiği yer. Burası; görenin inanmayacağı, inansa da başkalarına anlatmak istemeyeceği, anlatsa da kimsenin inanmayacağı bir yer. Çünkü burası yerin ve göklerin tam ortasında. Araf’ın şah damarı burası. İsteyenin istese bile göklere çıkamayacağı, yere düşemeyeceği bir aralık burası. Burası, her şeyi başlatan o minicik noktanın yarım hâli. Nokta, ne tamamen yok oluyor ne de tamamlanıyor. Burası, kalemin daha kâğıda değer değmez kırıldığı yer. Nokta, yetim; Âdem’in torunları hem yetim hem öksüz hem evlatlık hem de üvey. Burası dünyanın kalbi ama dünyada olmayan bir kalp. Burada güneş hiçbir zaman doğmaz ve batmaz. 

Whatsapp Image 2024 06 22 At 17.42.51 (1)

DOĞAN ÜNAL KİMDİR?

Çiftçi bir ailenin çocuğuyum. Aklım başıma geldiğinden beri okuyorum. Okuma yazmayı öğrenmeden önce hayal etmeyi keşfetmiştim. Fazlasıyla hayalperest bir çocuktum ve hala da öyleyim. Çocukluk bitti, hayal etmeye, kurgulamaya devam ediyorum. Kurgulamak, bir şeyler üzerine düşünmek, kafa yormak yaşam tarzım haline geldi. Okumayı öğrendikten sonra dur durak bilmeden, su içer gibi okumaya başladım. Hayal gücüm de o nispette arttı.

Yazma serüvenim, gerçek hayatın monotonluğundan kaçmakla başladı. Yazdıkça; yazıya, yazılanlara olan tutkum, arttı, ufkumun genişlemesi de cabası. Önceleri niteliksiz bir okurdum. Üstünde yazı olan herhangi bir nesne benim için incelenmesi gereken bir vaka gibiydi. Klasikleri okumaya başladıktan sonra okuduğum hiçbir kitabı beğenmemeye başladım. Çünkü onlardaki duygu yoğunluğu, zengin kelime dağarcığı, samimiyet ve sadelik diğer kitaplardan yoktu.

Sonra kendi yazdıklarımı da beğenmemeye başladım. Yazıp sildim, yazıp sildim. En iyiye, en mükemmele ulaşmaya çalıştım ve hala da o doğrultuda gidiyorum. Benim nezdimde kusursuz eser yoktur fakat kusursuza yakın eser ya da eserler vardır.

İlk romanımı(Altın Kemerli Gelin) hiçbir amacım olmadan yazıyordum. Kafamda bir taslak, fikir yoktu. Bir sabah bilgisayarın başına oturdum ve yazmaya başladım. Düşünmeden, sadece hayal ederek yazıyordum romanın sonuna kadar da amaçsız şekilde hayal etmeye devam ettim. En büyük amacım, hiç kimsenin hayal edemeyeceği şeyleri, hayal edilemeyecek şekilde yazmak.

Altın Kemerli Gelin’de intihar etme düşüncesinde olan bir adamı bambaşka âlemlere götürmeye çalıştım. Aklımda tek bir soru vardı; İnsanın hayal gücü nerelere ulaşabilir? İnsan ne kadarını hayal edebilir? Evet, aklımda ki tek soru buydu ve hayal gücümü elimden geldiğince zorladım. Gerek başında olsun gerekse ortalarında, romanın sonunun ne olacağını bilmiyordum. Her şey, kendiliğinden gelişti. Öyle ki bir süre sonra karakter benden bağımsız birisi haline geldi.

Bu ve bundan sonraki romanlar ve öykülerimde hayal gücümü zorlamaya çalışacağım çünkü bu işi/hayal kurmayı, kurgular yaratmayı çok seviyorum.

Fakat amacım sadece bununla sınırlı olmayacak. İnsanın en depresif yanlarını, kriz anlarını, yaşanmışlıklarını, içimizde kalanları ve unutmak/ulaşmak istediğimiz her türlü duyguyu zengin bir hayal gücü vasıtasıyla kalıcı hale getirmeye çalışacağım.        

Editör: HABER MERKEZİ