Ülkemizde birçok ekonomist var ve bunlar televizyon ekranlarında atıp tutuyorlar, söylediklerinde bazı gerçeklerin yer alması köklü çözüm üretmeye dönük olmadığından hiçbir işe de yaramıyor.
Bir başka ekonomist daha var ve bu Sayın Bilge YILMAZ.
Öngörüleri, tespitleri, yapılması gerekenleri özet bir şekilde bir bütün olarak anlatıyor ve tamamen gerçekçi.
Bilge YILMAZIN eline su bile dökemeyecek kişiler hep ekonomiyi yönetmişler.
Bu kişi ABD’den kariyerini bırakarak ülkeyi hizmet etmek amacıyla döndü, öyle transfer bedeli de almadı milletvekili bile seçilmedi.
Ülkesine hizmetten başka bir amacının olmadığı da uzaklardan bile anlaşılıyor.
Böyle bir kişi var iken, daha öncede bakanlık yapmış ve kendisi hakkında Sayın Cumhurbaşkanı tarafından önemli iddialarda da bulunulmuş bir kişiye ekonomi teslim edildi.
Elbette alınması gereken birçok tedbirleri almakla meşgul, aldığı tedbirler zaten önceden ülkemizde uygulanmış tedbirler ve bunlara söylenecek bir şey yok.
Ödeneklerde kesinti.
Personel alımında kısıtlama.
Giderlerin azaltılması.
Önemli devlet kurumlarının yönetimlerinde değişiklik yapılması.!!!
Vergi ve harçlarda artış.
İstisna ve muafiyetlerin daraltılması.
Vergiye tabi olmayan bazı işlemlerin vergiye tabi tutulması.
Ve benzeri uygulamalar.
Tabi servetine servet katmış güç yandaşı zengine kimse dokunmuyor, çünkü bürokrasi ve siyasette bu kişilerden nemalanıyor.
Yansıyan tedbirlerin hiç birisi sorunu kökten çözemez. Bu bir gerçek.
Yapılanlar okur yazar bile olmayan bir kesime İngilizce hitap etmek gibi bir şey.
Yüksek oranlı enflasyon ile bir daha karşılaşılmaması için gerekli olan temel tedbirler yok.
Ben sadece bu tedbirlerin sorunu temelden çözmeyeceğini söylüyorum ve şüphe içerisindeyim.
Ülke müthiş büyüklükte servet transferi ile karşı karşıya kaldı ve ne yazık ki bu bir siyasi tercihin sonucu.
Bunlardan bir tanesi enflasyonun çok yüksek olmasına rağmen kamu bankaları tarafından % 15 gibi düşük faizlerle çok büyük kredi kullandırmaları.
Diğeri ise Kur Korumalı Mevduat yöntemiydi.
Uğranılan zararın hesabı bile mümkün değil, cumhuriyet tarihinde ilk defa Merkez Bankasının yaklaşık 900 Milyar Lira zarar etti, bu ispat için yeter ve artar.
Bu karmaşa ve çöküş, dünyada örneği olmayan bir yönetim sistemine dayanıyor.
Mutlaka bu yönetim sisteminin sorgulanması gerekiyor, bu yönetim sistemini ülkemize kazandırılmasını sağlayan üst yönetimi buna ikna edenlerin ülkemize düşmanlıkları var mutlaka.
Bu kişilerin geçmişte, bu ülkede işkence görmüş, hapisle karşılaşmış, hatta çok yakınları öldürülmüş birileri olduğunu, bu kişilerin ülkeden intikam almak amacı güttüklerini düşünüyorum.
Yapılması gereken temel tedbirler Sn, ŞİMŞEK’in ekibine hazırlattığı basına yansıyan tedibirler değil, bu tedbirler zaten 10 yıl öncesinden yapılması gerekenler iken zaten, servet beyanına yönelik çalışmanın gündemden düştüğü de açıklanıyor, kalanların tamamı ÇEREZ PARASI gibi bir şey.
Temel tedbirler Sayın YILMAZ’ın de belirttiği ve benim ek yaptığım gibi.
Gizli ödenekler ve yönetim temel harcamalarının mecliste oluşturulacak bir komisyon tarafından denetime tabi tutulması.
Kamu İhale Kanununun rekabete imkân verecek şekilde yeniden düzenlenmesi.
Kamu Özel İşbirliği projeleri ve tüm kamu yatırımları ve oluşumlarının Sayıştay denetimi kapsamına alınması.
Vergi Kanunlarındaki teşvik ve istisnaların gözden geçirilmesi.
Kamu Bankalarının son 10 yılı kredi işlemlerinin mutlaka incelenmesi.
Vergi reformu yapılması. [Vergi sistemi temel bileşenleri tamamen değişmeli, Şu anda böyle bir reform uygulamaya konulabilecek şekilde hazırdır.]
Şeklinde tedbirlerden oluşuyor.
Bunun dışında yapılanlar boşuna kürek çekmek gibi bir şey.
Yılda 2,5 Trilyon ilave kaynak sorunları çözmezmi?
Ben çözer diyorum.
Sayın Bilge YILMAZ’ın kıymeti bilinmeli. Sayın Cumhurbaşkanı tarafından ekonominin başına getirilmeli hem de tam yetki ile.
Hazırladığım halkın üzerindeki yükü önemli ölçüde hafifletmesi yanında, hırsızların kaynağını otomatik olarak kestiği için yılda 2,5 trilyon lira ilave kaynak sağlayan vergi reformunun ivedi olarak hayata geçirilmesi gerekiyor.