Yüzyıllar boyu gezerim. Çalgım çengim yoldaşımdır; yollar gibi kıvrım kıvrım rakslarımla şen şakrak sözlerimle yamalı yarınlara göçerim. Adım Hint Banjarası…Pembe aynalarım var benim. Göçebe çadırlarım, kökü olmayan soylarım, nasırlı ayaklarım, bilge ağaçlarım ve herkes gibi göğüm var benim, mavisine doyamadığım.Kırmızıya koşar maviye akarım, bazen coşarım çölün bağrında üfül üfül, bazen har har.Beklerim güneş kralın gün batımında süzülen kızıl sessizliği esmer tenine değene dek. Rengârenk severim, ateşin uğultusuyla.Yani ben her renkten geçer yine de kırmızıya koşarım. Adım Hint Banjarası Mira. Keşfe gider o altın gözler, bilinmezlere doğru.Bilge develerin izinden Bhuj’un kadim çöllerine geldim. Çöl, ruhunu sana geri verir, bilirim.Ruhumun ötüşünü duyar gibiyim.Çöllerin harlı esintisi vurmuş minik çingene kızın dövmeli yüzüne. Önce göz göze geliyoruz. Güneşten gözleri kamaşmış.Benimse kum yüzünden dişlerim çıtırdıyor. Koca koca boynuzlu sığırların peşinden koşuyor Mira.Tozu dumana katan hörgüçlü öküzlerin arasından aynalı elbisesiyle ışıl ışıl, yürek dolusu gülümsüyor. Mira’yı gören arkadaşları da geliyor koşa koşa.Biri çember çeviriyor, diğeri akrobasi yapıyor, biri bıyıklı küçük adam olmuş öbürü de iskambil kâğıdı sıralıyor. Kızlar dans telaşında.Devenin hörgücüne asılı radyoda, Hint müzikleri çalıyor hal hal şıngırtılarının eşliğinde. Ayaklarımızın altında kızgın kumlar, dans ediyoruz kahkahalarla. Yırtık entari, delik pabuç, kirli surat kimin umurunda…Hindistan’ın Gujarat Eyaleti’nin Kachchh Bölgesi’ndeki Bhuj’da, çöl şehrinde yaşayan çingene kızı Mira ve ailesi karşılıyor beni.Yine özlemle. Geçen sene olduğu gibi birkaç gün konuk oluyorum dostlarımın yanında.Bhuj’un geleneksel dar sokaklarından geçip tozu dumanı yara yara, çamur ev denilen topraktan yapılma kutch bhungas kulübemize gidiyoruz.Evimizin dış duvarları, rengârenk çiçek resimleri ve kırık ayna süslemeleriyle nakış nakış işlenmiş. Mira, bana, annesinin kendi eliyle hazırladığı gujarati thali denilen yuvarlak bir tepsinin içindeki minik metal kâselerde roti, puri, dal, kadhi, pilav, chatni ve tatlıdan oluşan yemek getiriyor.Thali oldukça lezzetli fakat yemekleri tuz yerine şekerle pişiriyorlar. Tatlı yemeklerin üzerine bir de petha denilen özel Gujarati tatlısı yiyorum. Bhuj şehri, yüce tepelerin ardında. Kentin, antik tapınaklarıyla ve krallar ve imparatorluklarla uzun bir geçmişi var. İndus Vadisi uygarlığının (Harappan) kalıntıları, Mahabharata destanı hayranlık uyandırıyor.Gujarat sultanlarının aynalı elbiseleri, şıngırtılı halhalları, iri yarı kahraman Rajputların bu büyülü yaşamı masal diyarı gibi. Bhuj’un uçsuz bucaksız beyaz tuz çöllerine doğru yola çıkıyoruz. Thar Çölü’nde bir tuz bataklığı.Rann of Kutch; Rann, Hint dilinde çöl anlamına geliyor. Buralardaki yaban hayatı oldukça etkileyici. Bembeyaz ıssız ve sonsuz bir çöl. Hiçlik ne kadar güzel ve şaşırtıcı. Derin bir huzur hissi… Yaban hayvanlarının sade cenneti.Bu zorlu coğrafyanın kahramanları, kurtlar, çöl kedileri, yüzlerce çeşit kuş, flamingolar, tilkiler, eşekler, develer ve bufalolar. Kumulların rüzgârlı ve esintili yollarından geçiyoruz.Birden büyük bir çöl fırtınası çıkıyor. Göz gözü görmüyor, kum taneleri kamçı gibi tenimizi tırmalıyor. Nefesimiz kesiliyor ve arabanın içine dalıyoruz. Kum fırtınası usul usul diniyor.Hamisar Gölü’nde günbatımı çocuklarla şenleniyor. Gölün yakınındaki Shree Swami Narayan Tapınağı beyaz mermerden yapılmış, kuğu gibi. Sarayın hemen yanındaki Prag Mahal yanındaki aynalar (aina) sarayının ihtişamı hayranlık uyandırıcı. 2000 yıllık Kutch müzesi, Kshatrapa yazıtları, Ramakund basamaklarında Ramayana heykeli… Efsanelerden uçup gelmişçesine süzülüyor.Mira’nın evinden ayrılma vakti. Dövmeli yüzlü banjaram, utanıyor vedalaşmaya.Kendince vedalaşıyor, birden iki güzel gözünü hüzün kokulu bakışlarla kırparak.Koca boynuzlu sığırların peşinden koşuyor yine tozun toprağın arasından. Aynalı elbisesinin pırıltısı gözbebeğimde duruyor hala.Kumdaki ayak izlerimiz çekip gidecek elbette ama güneş kral bize hep gülümseyecek, kahkahamız bizde kalacak Mira’m.Çöl ruhunu sana geri verir..
Seyahat
Yayınlanma: 04 Şubat 2025 - 16:24
Büyük Hint Çölü - Thar
Dünyanın 18. en büyük çölü ve dünyanın 9. en büyük sıcak subtropikal çölü olan Büyük Hint Çölü - Thar Çölü'nün yeni ziyaretçisi Gezgin fotoğrafçı Mine Candar oldu. Candar, bu kez de Hindistan'la Pakistan arasında kalan Thar Çölü'nü görüntüleyip kaleme aldı. İşte Mine Candar'ın objektifinden ve kaleminden Büyük Hint Çölü - Thar...
Seyahat
04 Şubat 2025 - 16:24