Antalya haber... Ülkemizin önemli turistik ve tarımsal merkezlerinden biri olan Antalya'nın su kaynakları yönetimi sorunlarını gündeme taşımak amacıyla düzenlenen toplantı, Antalya Tenis ve İhtisas Kulübü'nde (ATİK) gerçekleştirildi. Toplantıya Devlet Su İşleri (DSİ), Antalya Su ve Atıksu İdaresi(ASAT), yerel yönetim, sivil toplum kuruluşları (STK) temsilcileri, çok sayıda konuk ve üye katıldı.Toplantıda, su kaynaklarının yönetimi ve korunması konusunda sağlanacakiş birliği ve sürdürülebilir, güvenli su temini için yapılması gerekenler tartışıldı.
Sürdürülebilir Kalkınma
Açılış konuşmasını yapan Salı Grubu Başkanı Muharrem Koç, toplantının Salı Grubu’nun sivil toplum kuruluşu olarak kentimizin sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunma misyonu doğrultusunda gerçekleştirildiğini ve bölgesel sorunların çözümüne yönelik önemli adımlar atılmasına zemin hazırladığını vurguladı.
Akdeniz Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi ve Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. İ. Ethem Karadirek’in konuşmacı olarak katıldığı toplantıda, Antalya’nın su yönetimindeki durum, karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri detaylı bir şekilde ele alındı.
Mevcut Durum
Doç. Dr. Karadirek, Antalya'nın Türkiye’nin toplam su potansiyelinin %9’una sahip olduğunu ve yıllık su potansiyelinin 15,907 milyar m³ olarak belirlendiğini belirtti. İçme suyunun %99'unun yeraltı kaynaklarından sağlandığını vurgulayan Karadirek, "Ancak, bu kaynaklar çeşitli baskılar altında kalmakta ve 2023 itibarıyla Antalya'nın su verimliliği, artan nüfus, iklim değişikliği ve kaynakların etkin kullanılmaması gibi faktörlerden dolayı önemli zorluklarla karşı karşıya kalma potansiyeli taşımaktadır” dedi.
Su Kaynakları Üzerindeki Baskılar
Antalya’da su kaynaklarının, küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle büyük bir baskı altında olduğunu ifade eden Karadirek; “Atmosferdeki CO2 seviyelerindeki artış, sıcaklıkların yükselmesine ve yağış düzenlerinin değişmesine neden olmaktadır. 2015-2100 yılları arasında, sıcaklıkların artması ve yağış miktarlarında beklenen azalmalar, Antalya’nın su sıkıntısını daha da derinleştirecektir. Ayrıca, su kaynaklarındaki değişimler olağanüstü hava olaylarının sıklığını artırarak, su kalitesini olumsuz etkilemektedir” dedi. Doç. Dr. Karadirek karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerilerini şu şekilde sıraladı:
Karşılaşılan Sorunlar
- Süregelen Su Kayıpları: Antalya'da su idarelerinin çeşitli bölgelerinde su kayıpları %33’e kadar çıkabilmektedir.
- İdari ve Teknik Eksiklikler: Su yönetiminde çok başlılık, kurumlararası koordinasyon eksiklikleri ve tesislerin işletme sorunları, yönetimsel ve teknik zorluklara yol açmaktadır.
- Tarımsal Su Kullanımı: Türkiye genelinde yıllık su kullanımının %70’inden fazlası tarımsal sulama için ayrılmakta. Yüzeysel sulama sistemlerinin yerine kapalı borulu sistemlerin kullanılması gerekmektedir.
- İklim Değişikliğinin Etkileri: Artan sıcaklıklar ve değişen yağış düzenleri, Antalya'nın su kalitesini ve kaynak yönetimini olumsuz etkilemektedir.
Çözüm Önerileri
- Suyu Etkin Yönetim: Geleneksel arz odaklı su yönetiminden, su ihtiyacı yönetimine geçilmelidir. Bu kapsamda su tasarrufu sağlayan cihazların teşvik edilmesi ve halk eğitimi ile farkındalık artırılmalıdır.
- Su Verimliliği ve Teknolojiler: Tarımsal sulamada kapalı borulu sistemlerin yaygınlaştırılması, basınçlı sulama sistemlerinin kullanımı ve arıtılmış atıksuların tarımsal sulamada değerlendirilmesi gibi önlemler alınmalıdır. Yağmur suyu hasadı gibi alternatif su kaynakları da değerlendirilmelidir.
- İçme-Kullanma Suyu Yönetimi: İçme suyu kayıplarını azaltmak için basınç yönetimi, sızıntı kontrolü ve sayaç hatalarının düzeltilmesi gibi adımlar atılmalıdır. Ayrıca, kentsel ölçekte yağmur suyu hasadı ve arıtılmış atıksuların değerlendirilmesi gibi stratejiler uygulanmalıdır.
- Sektörel Su Yönetimi: Su kaynaklarının sektörler bazında etkin yönetimi sağlanmalı, su kullanımı analiz edilmeli ve sürdürülebilir kullanım politikaları oluşturulmalıdır.
Doç. Dr. Ethem Karadirek’in sunumu, Antalya’nın su yönetiminde karşılaştığı zorlukları ve bu zorluklara yönelik çözüm önerilerini detaylı bir şekilde ortaya koyarak, bölgenin gelecekteki su güvenliğinin sağlanması için etkili stratejilerin uygulanmasının önemini vurguladı.
